Yapamazsın kardeşim

Oyunculuğuna diyeceğim yok. Ama yaptığı iş, iş değil. Sen kalk Almanya'ya git, orada ülkeye düşmanlık yapan, firari isimlerle buluş. Sırıtarak sarmaş dolaş fotoğraf ver.

Haluk Bilginer'den bahsediyorum ve gerçekten yaptığı iş, iş değil. Elle tutulur ve savunulur bir yanı yok.

Ne yaptığını biliyorsunuz. Almanya'da buluştuğu isimlerin biri MİT TIR'ları davasından 27 yıl 6 ay hüküm giymiş, suçu "casusluk" olan firari gazeteci Can Dündar. Terör iltisaklılar listesinde gri kategoride aranıyor. Kaçtığı Almanya'dan da Türkiye'ye atışlar yapıyor. Sürekli saldırıyor ve kin kusuyor. Diğeri de yine bir cenaze törenine katılan MİT mensuplarının kimliklerini deşifre eden, kaçak Sedat Peker'in mesajlarının paylaşımcısı Erk Acarer. O'nun hakkında da yakalama kararı var.

Hadi biriyle eski dostluğu ve insani ilişkileri var diyelim. Belki Almanya'da ziyaret edip bir araya gelmesi anlayışla karşılanabilir. Ama bu iki kaçakla yan yana sırıtarak ve meydan okurcasına fotoğraflar çektirmesi ne demek

Haluk Bilginer'in yaptığı gerçekten iş değil!

Üstelik bir araya geldikleri isimler de tepe teke kullandılar kendisini. Haluk Bilginer fotoğrafları ile Türkiye'de gizlenen yandaşlarına "Bak gördünüz mü, adam korkmadan bizimle fotoğraf çektirdi, siz de biraz erkek olun erkek" türünden mesajlar yayınladılar.

Kısacası, O'nun sırtından kendi propagandalarını yaptılar. Bilginer de suç işleyen, aranan ve Türkiye aleyhine faaliyetler içinde bulunanların emellerine alet oldu.

Yaptığı işin özeti bu!

Bunun dostlukla, arkadaşlıkla, insani ilişkilerle, sanat ve sanatçılıkla izah edilecek bir yanı yok!

Şimdi kimse kalkıp da "Ama iyi sanatçıdır Haluk Bilginer" demesin. Biz, sanatı ve sanatçılığını değil, yaptığı işi, verdiği görüntüyü konuşuyoruz.

İyi bir sanatçı olmak, ülke düşmanlarının ekmeğine yağ sürme hakkını vermez ki! Tıpkı iyi bir gazeteci olmanın kimseye suç işleme imtiyazı, ya da çok oy olan bir siyasetçinin ona buna hakaret etme, sövme ve aşağılama hakkı vermediği gibi!