TRT arşivleri açılsa...
Sabah Gazetesi'nin internet sitesinde dün bir haber vardı. "PKK'ya karşı verilen ilk şehitten" bahsediliyordu ve oğlunun görüşleri yer alıyordu. Babası, 1970'li yılların sonunda katledilmişti.
Oysa PKK ilk eylemini 5 Ağustos 1984'te gerçekleştirdi. Saat 21.30 sıralarında Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli İlçesi'ne eşzamanlı olarak baskın düzenlendi. Abdullah Öcalan'ın talimatı ile gerçekleşen bu eylemde devlet binaları ile vatandaşların evleri tarandı. Siirt Grubu'nun başında Mahsum Korkmaz, Şemdinli Grubu'nun başında ise Abdullah Ekinci vardı.
Konuyu bilmeyenler için ortada ciddi bir çelişki görünüyordu. Ama verilen haber aslında yanlış değil, doğruydu. Çünkü PKK denilen örgüt, 1980 öncesinde faaliyet gösteren Apocular'un devamıdır.
Kimdi bu Apocular Ne yaparlardı..
O dönemde faaliyet gösteren KAWA, KUK ve Rızgari gibi silahlı ayrılıkçı guruplardan biriydi. Bölgede üstünlük sağlamaya çalışıyordu. Bu amaçla, halka korku salan eylemler gerçekleştiriyordu. Köyleri basıyor, kadın, çocuk demeden önüne kim çıkarsa katlediyordu. Gittiği her yerde ölüm kusuyordu. Başlarında da Abdullah Öcalan vardı.
1980 Darbesi'nin ardından, TRT'de bu örgütle ilgili belgeseller yapıldı. Anlatılanlar, tüyler ürperticiydi. Dün gibi hatırlıyorum. Kendisine mikrofon uzatılan bir köylü şöyle demişti:
"Oğlum Ahmet Apocudur. Anasını vurdu, kardeşlerini vurdu, beni de vuracaktı. Zor kurtuldum..."
İşte böyle bir örgüttü Apocular! TRT arşivlerinde var bu tüyler ürpertici konuşmalar.
PKK da farklı değildi, o da aynı yolu izledi...
Apocular, bölgede öyle vahşetler sergilemiş ve dehşet saçmıştı ki, diğer ayrılıkçı örgütler devreye girmek zorunda kaldı. Toplandılar, bir araya geldiler ve Öcalan hakkında ölüm kararı verdiler. Abdullah Öcalan da Suriye'ye kaçarak canını kurtardı. Orada, Türkiye ve Türk düşmanı Baba Hafız Esad'ın kollarına attı kendisini. Şam'da özel korunaklı bir konut tahsis edildi.