Tarihi mesajlar...

Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çağrısı geldi. Ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çağrının içini doldurdu. Taşlar da yavaş yavaş yerine oturmaya başladı.

Başından bu yana aynı noktanın altını çiziyorum: Bahçeli'nin yaptığı çağrı, asla bir teslimiyet içermiyordu. Tam tersine, kardeşliğe uzatılan bir zeytin dalı ve teröre yapılan bir "teslim ol" çağrısı idi.

Çarpıtanlar çıktı, eleştirenler oldu. Hatta Cumhur İttifakı'nda otaya çıkan bir "çatlak ses" olarak sunmaya çalışanlara bile rastladık. Daha da ileri gidip TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile Devlet Bahçeli'yi karşı karşıya getirerek, bunun üzerinden siyaset üretmeye çalışanlarla bile karşılaştık.

Hemen bilgiyi vereyim:

Bahçeli ile Kurtulmuş bir araya geldi. Oturdular, konuştular, aynı noktada buluştular.

Sonuçta, Bahçeli'nin yaptığı o çağrı üzerine bir milli birlik ve "kardeşlik projesi" inşa edildi. Kirletmek, etkisizleştirmek isteyenlere ters köşe yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da hem Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'nda, hem de TBMM'de dün yapılan Ak Parti Grubu'ndaki konuşmasında projenin içini doldurdu.

Görüldü ki, bu kesinlikle yeni bir çözüm projesi değil. Kandil ve terör üzerinden hesaplar yapan emperyalistleri dışlayan daha geniş, kapsamlı ve güçlü bir adım!

Dün, Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye her zamankinden daha güçlüdür" dedi.

Doğrudur. Zaten devletler güçlü oldukları dönemlerde kronik sorunları çözebilir ve güçlü adımlar atabilirler. Aksi takdirde zaten apışıp kalır, sorun çözemez hale gelirler. Son gelişmelere de bu gözle bakmak lazım.

Cumhurbaşkanı, önemli bir noktaya daha temas etti. Önümüzdeki günlerde, Hem Kuzey Irak'tan, hem de Suriye'den güzel haberlerin geleceğine işaret etti. Bu sözleri hemen teröre karşı yapılacak etkili operasyonlar olarak algılamamak lazım. Türkiye zaten bunu yapıyor. Bence, Erdoğan bazı siyasi gelişmelerin olabileceğinden bahsetti. Bu da yine güçle ilgili!