Tam bir çiftlik düzeni!

Döküldü artık her şey ortaya. Pehlivan tefrikası misali uzayıp gidiyor. Götürmüşler de götürmüşler, işgal kuvvetleri gibi üzerine çökmüşler. İçine etmişler İstanbul'un!

Ekrem İmamoğlu Suç Örgütü İddianamesi'ni bıraktım bir tarafa. Sayıştay ve MASAK raporları gösteriyor ki, İstanbul'u bir çiftlik haline çevirmişler. Her şey ayan beyan, açık seçik ortada: Kanun nizam Hak getire! Ekrem Ağa düzeni oluşturmuşlar. Şehri kendi mülkleri gibi kullanmışlar. Ağa ne diyorsa, nasıl istiyorsa, ne emrediyorsa öyle yapmışlar.

Yapı şu şekilde oluşmuş:

En başta tartışmasız tek otorite olan bir Ağa var. Aşağıda kahyalar sıralanıyor. En altta "Ağanın lafı üzerine laf, şeyi üzerine şey edilmez" diyen marabalar bulunuyor. Çiftliğin asıl sakinleri de sıra, sıra ve cins, cins dizilen yemlenenler. Önlerine atılanı götürmüşler.

Ama bitti artık, yem kalmadı. Aç ve bakımsız kaldıkları için de feryat figan bağırıyorlar...

Önümüzdeki fotoğraf bu işte!

***

Bu hale niye düştüler derseniz, sebebi paylaşım kavgası...

Ağa'nın altında yer alan kahyalar, "Madem düzen bu, madem kapanın elinde kalıyor, biz daha fazla götürelim" düşüncesi içine girmişler. Maraba takımından uyanık olanlar da bu kervana katılmışlar. Ağa'nın işleri yoğun ve hedefleri büyük olunca alttakileri unutup, ihmal etmiş. Onlar da birbirine girmişler. Hırs ve kıskançlık çevreyi sarınca, herkes eteklerindeki taşları döküp birbirini satmaya başlamış.

Tabii olayın bu hale gelmesinde asıl otoritenin harekete geçmesi etkili oldu. "Yeter artık, bu kadar da olmaz" dedi ve kararlılıkla problemin üzerine gitti. Ağa'nın çiftliği çöktü!

Ardından içeride kaos ve kargaşa başladı. Ağa'nın gücü kaybolup zor duruma düşünce, herkes kendini kurtarma telaşı içine girdi. Ağa da iyiden iyiye sıkıştı.

Çırpınıyor şimdi, kendini kurtarmak için ne gerekiyorsa onu yapıyor. Elde avuçta kalanı da bu yolda harcayıp bitiriyor.

Tek ümidi, zamanında el atıp destekleyerek palazlandırdığı çiftlik dışındaki dostları. Onlara güveniyor, onlardan medet umuyor. Ama çiftliği öylesine kirletmiş ki, o dostları da ne yaparlarsa yapsınlar olmuyor. Çünkü savunulacak bir tarafı kalmadı artık Ağa'nın.