Takvimler değişti ama...

2024 yılının ilk yazısı bu. Baktım, herkes birbirini kutluyor. Sağlık, neşe ve mutluluk dileklerinde bulunuyor. 2024'ün daha iyi bir yıl olmasına dair temennilerde bulunuyor...

Katılıyorum hepsine. Ama sadece birer dilekten ibaret bunlar. Keşke gerçekleşse. Oysa 1 Ocak tarihi itibarıyla sadece takvim yaprakları değişti. Kafalar ve o kafaların oluşturduğu yapılar devam ediyor...

Dün, on binlerce insan protesto için Galata'da buluştu. Çünkü Gazze yeni yıla yine İsrail saldırıları ile girdi. Yine bebekler katledildi, çocuklar öldürüldü. İsrail Maliye Bakanı da 2024'e girerken "Gazze'de hiç kimse masum değildir" dedi. Soykırımın süreceğini bütün dünyaya ilan etti. Sözde "Hür Dünya" ise sessiz, duyarsız ve tepkisiz!

Sadece Gazze mi..

Değil elbette. Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinde ciddi sıkıntılar ve dramlar yaşanıyor. Yerkürenin içine düştüğü sükût ise "ben insanım" diyen herkesin içini acıtıyor.

Biz, 2004'e, Irak'ta'da 12 şehit vererek girdik. Birbirinden ayrı görülse de aynı kafanın ürettiği sonuçlar bunlar. Hatta faillerin de aynı olduğunu söyleyebiliriz. Gazze'deki katliamların da askerimize saldıran terör unsurlarının arkasında da aynı kafa var. Hepsinde emperyalist Amerika'nın ve Batı'nın gölgesini görmek mümkün.

Irak'ı, Afganistan'ı ve dünyanın pek çok bölgesini kana bulayanlar da bunlar. Farklı sebepler söz konusu olsa ve ortaya konulsa da aslında sonuç aynı: Zulüm, gözyaşı, acı ve akıtılan oluk oluk kan!..

Ama sorunu tespit etmek ve üzerinde konuşmak yetmez. Güçlü olmak lazım bu tabloyu tersine döndürmek için. Maalesef, haklının hakkını aldığı değil, güçlü olanın haklı olduğu bir dünya düzeninin içindeyiz!

O yüzden, 2024 başında ülkemizin güç kazanması yönünde dileklerde bulunmak ve bu yönünde adımlar atmak en doğrusu olacak.

Engeller var önümüzde, hem de çok ciddi engeller. Dışardan kaynaklanan saldırıları biliyoruz. Hatta şerbetliyiz biz bu konuda. Yüz yıllardır yaşaya yaşaya bu günlere kadar geldik.