Suriye ve CHP
Yazıya cevabı herkesçe malum olan önemli bir soruyla başlayalım. Daha düne kadar "Ne işimiz var bizim Suriye'de" diyenler kimlerdi
Hiç düşünmeden cevabını vereceksiniz:
-Elbette CHP'lilerdi.
Çünkü Amerika ve Rusya gibi emperyalist güçler oradaydı. Binlerce kilometre mesafeden gelip yerleşmişlerdi. Ülkenin başında da halkını inim inim inleten bir katil vardı. O katile övgüler düzenler, elbette "Bizim ne işimiz var Suriye'de" diyeceklerdi!
Bunu da Atatürkçülük adına yaptılar...
Oysa Mustafa Kemal'in Suriye konusundaki tavrı bellidir. Bunu yaptığı açıklamalar ve tavrıyla defalarca gösterdi. Mesela, o topraklar Fransızların işgali altındayken, Ankara'ya gelip görüşmeler yapan Suriye Başbakanı Cemil Mardan'a, "Hatay benim namusum. Ama şu anda bundan daha önemli olan Suriye'nin bağımsızlığıdır" dedi.
Yetmedi, bu kadarla kalmadı...
Cemil Mardan'ı yanına alıp, açıklama yaparak Fransızlara meydan okudu:
"Suriye'de benim dindaşlarım var ve siz onlara zulmediyorsunuz. Şu an onların size karşı koyacak güçleri yok. Ama benim ordum sizi oradan çıkarmaya yeter."
Gizli saklı şeyler değil bunlar. Bütün kaynaklarda var. Lafa geldi mi Atatürk'ün "Bağımsızlık benim karakterim" sözlerini sıkça kullanan CHP yönetiminin bilmesi gerekiyor bunları.
Peki sonra ne oldu..
Halk harekete geçti, sırtını azınlığa dayayan o diktatör ülkesini terk edip kaçmak zorunda kaldı. Suriye'deki emperyalist güçlerin oyunları bozuldu, etkisizleştiler. Buna karşılık Türkiye'nin etkisi arttı. Bölge ülkelerini bir araya getirdik, Suriye'ye istikrar getirme arayışlarına girdik.
Tam bu esnada içinde İsrail'in yer aldığı provokasyonlar devreye sokuldu. Eş zamanlı olarak Türkiye'den feryatlar yükselmeye başladı. Hatay'da kendilerine "kanaat önderi" diyen tipler, halkı tahrik edici açıklamalar yaptılar. Hatta açıktan İsrail'i bölgeye müdahale etmeye davet ettiler.
CHP yanlısı basın, yalan ve yönlendirici haberleri devreye soktu...
Bölgede "Nusayri katliamı yapılıyor" yaygarası ile Türkiye'deki Alevi vatandaşlarımızı tahrik etmek için çırpındılar. Hem de Nusayri Şıhlarının ortak bildiri yayınlayıp, halktan "Suriye'nin meşru yönetimine yardımcı olmaları ve silahlarını teslim etmeleri" istenmesine rağmen bunu yaptılar.