Sorun bu işte

Cumhuriyet Gazetesi'nde bir haber gözüme takıldı. İsmail Saymaz yazmış, hemen üzerine atlayıp sayfalarına taşımışlar...

Ne kadar doğru bilmem. MHP'li eski İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi'nin oğlu, PKK'lılarla birlikte göçmen kaçırırken yakalanmış. Teknede de uyuşturucu ele geçirilmiş. Ardından tutuklanmış.

İşin içinde MHP'li bir baba olunca, konuyu köpürtmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Şimdi lafı hiç evirip çevirmeden söyleyeyim:

Öyle ya da böyle yolu oraya düşmüş bu tiplerden MHP'de başka örnekler de vardır. CHP'den de Ak Parti'den de ya da bir başka yerden de çıkabilir. Zaman zaman örneklerini görüyoruz, çıkıyor zaten.

Ne yapacağız şimdi

Bu örneklere bakarak "MHP rol yapıyor, aslında PKK ile işbirliği içinde" mi diyeceğiz Ya da Ak Partili bir örneği ortaya koyarak, "Bunlar terörle mücadele etmiyor, kol kola yürüyor" değerlendirmesi mi yapacağız

Elbette konuyu istismar etmek isteyenler bunları söyleyebilir. Ama en hafif ifade ile komik olur.

Maalesef siyasette her türlü insan var. Samimiyetsiz tipler her yere sızıyor, her partinin içinde boy gösteriyorlar. Bunlar da giderek çoğalıyor. Sıkıntımız bu zaten bizim.

Toplum kirlendikçe siyaset de kirleniyor!

Vaktiyle, milletvekillerini eleştiren bir vatandaşa rahmetli Osman Bölükbaşı aynen şunu söylemişti:

"Biz sizin sütünüzün kaymağıyız. Süt neyse, kaymak da o!"

Şimdi gelelim, PKK'lılarla işbirliği yapıp göçmen kaçırdığı iddia edilen MHP'li babanın evladına. Öyle ise savunulacak hiçbir yanı yok. Ama bu ne ki, neler var neler...

HDP ya da onun yerini alan DEM Parti, PKK'nın siyasi uzantısıdır. Selahattin Demirtaş da PKK savunucusu bir terör hükümlüsüdür. CHP, belediye seçimlerinde bunlarla işbirliği yaptı. CHP kurultayında da kürsüye çıkan genel başkan adayları Selahattin Demirtaş'a selamlar gönderdi. Bu gerçeğin yanında MHP'li bir ismin oğlu olan zibidinin yaptığı ne ki!