Aylardır feryat figan bağırıyorlar. "Bize kumpas kuruldu" diyorlar. Asıl meselenin Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanlığını engellemek olduğunu iddia ediyorlar. "Nerede delil" diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar.
Onlar bağırıp çağırırken yeni operasyonlar yapılıyor. Rüşvet ve vurgun iddiasıyla yeni isimler gözaltına alınıyor. Tutuklanan belediye başkanlarının yerine kayyumlar atanıyor.
Susmuyorlar, "Hele bir bakalım, neymiş" demiyorlar. Kapıya polisin dayandığı andan itibaren feryadı koparıyorlar:
-Suçsuz bunlar...
Bu arada operasyon için düğmeye basan savcılara saldırıyorlar. Onlar için demediklerini bırakmıyorlar.
İyi güzel de tutuklamaları savcılar yapmıyor ki! Dosya hakimlerin önüne gidiyor, onlar da delillere bakıp karar veriyor. Yetmiyor, belli periyotlarla tutukluluğu itiraz ediliyor. Bu konuda da savcılar değil, hakimler karar veriyor.
Olsun, ne önemi var!
Yine bağırmaya, savcıları, Adalet Bakanı'nı ve iktidarı suçlamaya devam ediyorlar...
***Bir siyasi parti gibi değil, ücreti mukabilinde hizmet veren hukuk bürosu gibi hareket ediyorlar. Israrla, bıkmadan ve usanmadan "Sirke baldan tatlıdır, bizimkiler her zaman ve her şart altında haklıdır" tavrı sergiliyorlar.
Buna karşılık, pehlivan tefrikası gibi sürekli yeni suçlamalar ortaya çıkıyor. Yeni belgeler yayınlanıyor.
Ayrıca şaka gibi, ama meydanlara toplanıp "Hak, hukuk, adalet" sloganları atıyorlar. Bu sloganın arkasına saklanarak, adalet mekanizmasını baskılayıp yönlendirmek için uğraşıyorlar.
Türkiye'nin bir hukuk sistemi var zaten. Türk Ceza Kanunu'nda nelerin suç olduğu açık ve net olarak ortaya konulmuş durumda. İlaveten izlenecek yol da belli.
Bugün yapılan da bu.
Yine de bağırıp çağırmaktan vazgeçmiyorlar. Adeta kendilerine özel, ayrı bir hukuk ve adalet sitemi arayışı içindeler!
***Son derece garip ve anlaşılmaz bir tavır sergiliyorlar...
İddianameler oluşturulurken "Nerede iddianame" diye bağırıyorlardı. İddianameler ortaya çıkmaya başladı, daha mahkemeye sunulduğu anda