Mesleki Taassup

Ülkenin en büyük sıkıntılarından biridir: Hemşericilikle başlar, mezhepçilikle devam eder; zaman zaman parti taassubu hakkın hukukun önüne geçer, vesaire, vesaire...

Mesleki taassup da bunlardan biridir. Söz söyletmezler meslektaşlarına. Dernekler, sendikalar devreye girer, bunun adına da "mesleki dayanışma" derler!

Bu hastalık, bir tek bizim mahallede, gazetecilerde yok herhalde. Biz, Nazım Hikmet-Peyami Safa atışmalarından bu yana birbirimizi yerden yere vururuz. En ufak bir hatayı bile affetmez, acımasızca eleştiririz. Örneklerini gazete sayfalarında, televizyon ekranlarında zaten izliyorsunuz...

Aşırıya kaçmamak şartıyla doğru olan da budur. Aksi yöndeki tavır ve davranışlar bağnazlığa girer! Ama bizde en "ilerici", en "modern" ve en "demokrat" çevrelerde bağnazlık zirve yapmış durumdadır. En ufak bir eleştiriyi kabul etmezler, aynaya bakmazlar, iğneyi hiçbir zaman kendilerine batırmazlar.

Dört bir yanımızı sarmıştır bizim taassup!

Taassup sahipleri çarpıtmasınlar, yine saldırmasınlar diye şunu peşin olarak belirteyim:

Bütün meslekler kutsaldır. İşini hakkıyla yapan her meslek erbabı da saygıdeğerdir. Ancak, bizler dahil hiçbir meslek sahibi dokunulmaz değildir. Gerektiğinde eleştirilebilir, hatta yanlış yaptığı takdirde yerden yere vurulabilir.

Ama bazıları öyle bir örgütlenmişler ki, sıkıysa yapın! Yaylım ateşi ile karşı karşıya kalırsınız. Boğarlar sizi sosyal medyada. Meseleyi mecrasından saptırır, "düşman" ilan ederler. Hatta iş öyle bir noktaya gelir ki, kendiniz bile şaşırırsınız "ben ne yapmışım" diye!

Çoğu zaman bizzat yaşıyoruz bunun örneklerini...

Geçtiğimiz günlerde başıma geldi. Bir hakimin yaptığı yanlış işi eleştirdim. Çünkü olmaması gereken bir uygulamaya imza atmıştı. Koyun değiliz elbette, biz de iki laf ettik. Vay, sen misin bunu yapan! Cep telefonuma yargının en tepe noktasından bir mesaj geldi. Neymiş, hakime ayıp olmuş! Tabi cevabını aldı.

İşte mesleki taassup dediğim bu. Onlar yanlış da yapsa oluyor! Vatandaş ise hak ve hukukunu korumak için iki laf edersek olmuyor! Üstelik ağzımız kapatılmaya çalışılıyor.