PKK diye bir örgüt yoktu 1980 öncesi. "Apocular" adı altında faaliyet gösteriyorlardı. Bütün yaptıkları, köy basıp, çoluk-çocuk insanları katletmek, sindirme politikası uygulamaktı.

1980 Darbesi'nin ardından TRT'de "Apocular" isimli bir belgesel yayınlandı. Arşivlerden çıkartıp millete izletmek lazım. Köy basıp, annesini katleden mi ararsın, kız kardeşini silahla tarayan mı..

Örgütün yöneticileri, zaten Suriye'deydiler. Çünkü o dönemde KUK, KAWA ve Rızgari gibi Türkiye'deki silahlı ayrılıkçı unsurlar, bunları "Kürt düşmanı" ilan etmişti. Haklarında infaz kararları çıkartmıştı. O yüzden de Beşar Esad'ın babası Hafız Esad'ın kucağına oturmuşlardı.

Abdullah Öcalan'ın yönetiminde olan "Apocular" daha sonra PKK'ya dönüştü, şaka gibi, ama Kürtlerin hamiliğine soyundu.

Pek bilinmez, dillendirilmez, üzeri örtülmeye çalışılır; fakat bu Türkiye'nin bir gerçeğidir.

Peki, bugün farklı mı

Tabii ki değil. Örgütün ve siyasi uzantılarının söylemlerini bir kenara bırakıp tabloya bakalım...

PKK denilen örgüt bölgede tam bir çıban başı. Bakın bunu sadece ben söylemiyorum. Kürtler de dillendiriyorlar. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) İçişleri Bakanı Reber Ahmet yeni açıkladı. Söyledikleri çok net:

-Terör örgütünün bölgedeki varlığı yasa dışıdır.

-Irak Hükümeti de PKK'nın yasaklı bir örgüt olduğuna karar vermiştir.

-PKK, bölge halkına daha fazla sıkıntı vermeden bölgeden çekilmelidir.

Ayrıca, Irak İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Mikdat Miri el-Musevi de Erbil ve Duhok'da son zamanlarda meydana gelen orman yangınlarının sorumlusunun PKK olduğunu açıkladı. Kendileri de itiraf ettiler ve kameraların önünde teşhir edildiler.

Kürt bölgeleri oralar. Bunlar, sadece Türkiye'ye zarar vermiyorlar. Haklarını ve hukuklarını savunduklarını iddia ettikleri insanların faydalandığı ormanları da yakıyorlar.

İşte, söyledikleri ile yaptıkları taban tabana zıt böyle bir örgütle karşı karşıyayız. Dertleri