Bırakalım içi boş "Atatürkçülük" nutuklarını, boş beleş lafları; algı oyunlarının peşine takılmayalım, biz gerçeğe bakalım:
Ne Atatürkçü, ne de başka bir şey. Amorf bir hale gelmiştir bugün CHP. Ekrem İmamoğlu isimli gelenekten gelmeyen, geçmişte başka oluşumların içinde yer alan bir müteahhidin peşine takılmış gidiyor. Onun için savaşıyor, onun uğruna kendini helak ediyor. Dikkat edin, iyi izleyin, Ekrem İmamoğlu için bütün değerlerini rafa kaldırmış durumda. Savruldukça savruluyor.
Üstelik bu savrulma yeni değil. Yılardır devam ediyor. Altı oka alternatif bulmak için TESEV üyeleri ile biri İstanbul'da, diğeri Van'da "Arama toplantıları" bile yaptı bu CHP. Hem de partinin "deve dişi" gibi adamlarını devre dışı bırakarak.
Atatürk ve Atatürkçülük, bugünkü CHP'de sadece kullanışlı bir aparat! Milli Mücadele ruhunu terk edeli çok oldu. Mustafa Kemal Atatürk'ü de rakı ve balık arasına sıkıştırdı.
Bu yönde o kadar çok örnek var ki...
Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, aileden CHP'li bir isimdi. Mücadele ede ede o makama gelmişti. Bir gün, "Aramızda TR 705 kodlu ABD'nin haber alma elamanları olduğu söyleniyor" dedi. Bunu söylediğine de pişman edildi.
Kastettiği isim, TSK ile uğraşan, DEM Parti'ye yakın söylemler üreten CHP'li Sezgin Tanrıkulu idi. "Nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin" denildi. Disipline verilip alabildiğine hırpalandı. Daha sonra milletvekili listesine konulmadı, uzaklaştırıldı. Evinde oturuyor. Sezgin Tanrıkulu ise, parti içinde boy göstermeye devam ediyor.
İşte böyle bir hale geldi CHP.
Türkiye'yi yönetenleri, Mustafa Kemal'in mücadele ettiği emperyalistlere şikayet ediyor. O'nun kurduğu Cumhuriyet'i yönetenlerle kavga ediyor. Bu yönde daha onlarca örnek verilebilir.
***Bugün partinin içinde bile "CHP işgal altında" diyenler var. İşi gücü bıraktı, Ekrem İmamoğlu isimli bir yolsuzluk zanlısının kavgasını veriyor. O'nu yargılayan adalet sistemine saldırıyorlar. Milletvekilleri de bu ülkede asayişi sağlamaya çalışan polislerle kavga ediyorlar.