Biliyorsunuz, Deniz Baykal 2010 Yılında FETÖ'nün bir kast kumpası ile CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmek zorunda kalmıştı.

Ardından "tekrar dönebilir miyim" diye nabız yokladı...

İmkansız görünüyordu. Delege tepkiliydi. Bir dönemin güçlü Deniz Baykal'ının üzeri çizilmişti. Hiçbir şekilde ve hiçbir şart altında geri dönebilmesi mümkün görünmüyordu.

Ortada yıldızı parlayan, daha doğrusu parlatılan bir Kemal Kılıçdaroğlu vardı. Bürokrasiden gelen, CHP içinde "etkisiz eleman" olarak görülen, kendisinin bile "Bana üç il başkanını say deseniz sayamam" dediği Kemal Bey, bir anda CHP için kurtarıcı olmuştu!

O dönemde Önder Sav bütün örgüte hakimdi. Aynı zamanda kendisine "CHP'nin hafızası" da deniliyordu. Kılıçdaroğlu'na destek vermek istemiyordu. İl Başkanlarını aradı, Hakkı Suha Okay için nabız yoklaması yaptı. Genellikle de aynı cevabı aldı:

-Başkanım, biz size "evet" desek bile delegeye sahip olamayız. Dinlemezler bizi, ezip geçerler. Şu anda ibre Kemal Bey'den yana. Hem parti tabanında, hem de delege bazında son derece güçlü.

Kılıçdaroğlu'nun yelkenleri o kadar şişirilmişti ki...

Önder Sav bile o rüzgara karşı duramadı. Kemal Kılıçdaroğlu'na teslim olmak zorunda kaldı. Kemal Bey aday oldu ve delegenin tam desteği ile CHP Genel Başkanlığı Koltuğuna oturdu.

Sonrasında yaşananları biliyorsunuz zaten...

Alabildiğine şişirildi, büyütüldü. Sonrasında da Ekrem İmamoğlu-Özgür Özel ittifakı tarafından hançerlenip bir köşeye atıldı. O kurtarıcı olarak görülen, şişirilen, adeta ilahlaştırılan Kemal Bey için "yüzüne tükürmekten" bahsedenler var bugün CHP içinde.

Kolay adam harcar CHP!..

Kurultayda Berhan Şimşek'e uygulanan muamele de bunun en çarpıcı göstergesidir!

Kim ne derse desin, kim aksini iddia ederse etsin, bugün CHP'deki yeni kurtarıcı Ekrem İmamoğlu destekli Özgür Özel. Delege bu defa da O'na sahip çıktı.

"Çok toy" diyebilirsiniz. Sürekli hata yaptığından, çelişkiler içinde kıvrandığından bahsedebilirsiniz. Diline sahip olamadığına, CHP'yi ve CHP'nin tarihini bilmediğine bile işaret edebilirsiniz...