Vaktiyle kahramanları gözlerini kırpmadan yok etmişlerdi. Her türlü haksızlık ve hukuksuzluğu reva görmüşlerdi. Sahte belgeler ve istihbarat raporları bile düzenlemişlerdi. Şimdi aynı kafalar, başına buyruk birkaç teğmenden kahraman çıkarmaya çalışıyorlar.

İkiyüzlü bunlar!

Çok var da, ben size örnek olarak Prof. Tabip Albay Mustafa Kahramanyol'un hikayesini anlatayım...

Çok iyi yetişmiş bir subay ve cerrahtı. İngilizce ve Fransızcanın yanında bütün Balkan dillerini bilirdi. Tam bir Balkan uzmanıydı. Dünya literatürüne giren cerrahi tekniklerin sahibiydi. Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde görev yapıyordu.

Türk Silahlı Kuvvelerinde disiplin timsaliydi. Bu sebeple üslerinden aldığı sayısız taltif bulunuyordu ve pek çok madalyası vardı.

Başbakanlığı döneminde Süleyman Demirel tarafından keşfedildi. Üstün özellikleri dolayısıyla özel Balkanlar Danışmanı olarak görevlendirdi. Görevi verirken de şunu söyledi:

"Hocam, sen meseleyi biliyorsun; ne yaparsan yap, ama bizleri ve devleti karıştırma."

Hoca, gerçekten de çok şey yaptı. Ciddi operasyonlara imza attı. Yazmayacağım onları, çünkü uluslararası tartışmalara sebep olur. Bosna'ya elini uzattı. Rahmetli İzzet Begoviç'in sırdaşı, yoldaşı oldu. Sırplar biliyorlar zaten neler yaptığını. O yüzden de Mustafa Kahramanyol'u "milli düşman" ilan ettiler.

Sırplar bir şey yapamadılar, ama 28 Şubat sürecinde bütün bunların acısı çıkarıldı. Peşine adam takıldı. Eski eşi Nurcan Akçay, Mehmetçik Vakfı'na alındı. Karşılığında Mustafa Kahramanyol aleyhine düzmece mektuplar yazdırıldı. Karalamak için elden gelen yapıldı.

Hikaye anlatmıyorum. Hepsinin kayıtları ve belgeleri var. Nurcan Akçay, yapılanları bizzat bana anlattı. Tamamını kayda alıp, o dönem verdim Kahramanyol Hoca'ya.

Neler yapmadılar ki...

Mahkemelerde süründürdüler Hoca'yı. Nihayet, saçma sapan bir istihbarat raporu ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ihraç ettiler. İhraç gerekçesi neydi, biliyor musunuz Disiplinsizlik! Onu da kamuoyuna "irticai faaliyet"