İşte bunların hikayesi

Öncelikle kalın çizgilerle bir noktanın altını çizelim: PKK, ülke insanına savaş açmış, kundaktaki bebeklere kadar öldürmüş bir terör örgütüdür. Yaklaşık 50 bin insanımızın hayatını kaybetmesine yol açmış, bu ülkeye 2 trilyon dolar zarar vermiştir.

Emperyalistlerin aparatı, FETÖ'nün yol arkadaşıdır!

Neydi bizim amacımız..

Bu örgütü yok etmek, akan kanı durdurmak, terörle mücadeleye harcanan parayı ülke insanının refahına aktarmak. Şehitlerimiz bunun için mücadele ettiler, bu yolda can verdiler.

İşte gelinen noktada bu amaç sağlanmış görünüyor. Örgüt havlu attı, silahları bırakacağını açıkladı. Ama en önemlisi ise ideolojisinden vaz geçti, "Artık ayrı bir devlet istemiyoruz" açıklamasını yaptı.

Ama bundan rahatsız olanlar var...

Ne yapacağız şimdi Bunları tatmin etmek için ulaştığımız kazanımı çöpe mi atacağız "Yok, olmaz" mı diyeceğiz:

-Biz teröristin silahlısını isteriz. Türkiye Cumhuriyeti topraklarını bölmek için mücadeleye devam edin. Alışkanlık yaptı bizde. Siz kan dökmekten vazgeçmeyin...

Olacak iş mi bu

***

İşin en garip yönü, bir de "Milliyetçilik nutukları" atıyor bunu yapanlar. Oysa milliyetçilik, milletin iyiliğini, refahını ve geleceğini düşünmektir. Kuru ve hamasi nutuklar atmak değil.

Yıllarca bu milletin ekmeğine kan doğrayan bir örgüt, "Bitti artık, biz ülke bütünlüğünü parçalamak için sürdürdüğümüz mücadeleden vaz geçtik" diyor. Bundan daha güzel bir haber olabilir mi

Rahatsızlık ne..

Samimi olup, "Bunlar bizim yol arkadaşımızdı. Birlikte yol yürüyorduk, olmadı şimdi" deseler anlayacağım. Ama bu rahatsızlığı "milliyetçilik" sosuna bulayınca olmuyor. Yakışmıyor, eğreti duruyor.

Üstelik bunu daha düne kadar bunlarla yol arkadaşlığı yapanlar söylüyor. Deniz Baykal'ın etnik ve mezhepsel hastalığa yakalanmış olmakla eleştirdiği "SHP zihniyetliler" dillendiriyor.

Samimiyetsizlik ve ikiyüzlülük bu!

Balık hafızalı değiliz. Bunları TBMM'ye ittifak yaparak siz soktunuz. Erdal İnönü'dür bu işin mimarı.