İstanbul ve Ankara'da durum

İstanbul tamam, Cumhur İttifakı'nın Adayı Murat Kurum açıklandı ve hayli de yol aldı. Kamuoyu araştırmalarına bakılırsa iyi gidiyor. Pek çoğunda favori olarak görünüyor.

Ekrem İmamoğlu'nun sıkıntılı olduğunu söylemek zor değil.

Sırada Ankara var. Aslında isim çoktan beri belli. O da bugün yapılacak törenle açıklanacak.

Birtakım analistler ve yorumcular değerlendirmeler yapıyorlar. İstanbul seçimini Cumhur İttifakı açısından daha kolay görüyorlar. Ankara'da ise kıyasıya ve daha zor bir çekişme yaşanacağı görüşünü ortaya koyuyorlar. Bunu da Mansur Yavaş'ın "milliyetçi" kimliğine ve Ankara'daki milliyetçi oylara bağlıyorlar.

İşte burada yanılıyorlar.

Bence tam tersi: Milliyetçilik olgusu, bu seçimde Mansur Yavaş'ın aleyhine işleyecek. Doğrudur, Mansur Yavaş bugüne kadar "milliyetçilik" olgusu üzerinden hayli ekmek yedi. Ama sadece istismarını yaptı, milli ve manevi değerlere hiçbir katkısı olmadı. Vaktiyle MHP'den "CHP'ye benzediği" iddiası ile ayrılan, buna karşılık CHP'ye koşan bir Yavaş gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu güne kadar CHP'nin milli ve manevi değerlere aykırı adımlarına tek bir tepki de göstermedi. Tam tersine teslim oldu ve omuz verdi.

Sıralayalım mı..

PKK'nın başı, 30 bin insanımızın katili Abdullah Öcalan'a "Apo Bey" diye hitap etti.

Güneydoğu'da çıktığı seçim gezisinde Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını isteyenlere "inşallah" cevabını verdi.

CHP Kurultayı'nda, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'ya selam gönderen Özgür Özel'i ayakta alkışladı.

Milliyetçilik sadece bir rozet değil ki, taktığın zaman vaziyeti kurtarıp milliyetçi olasın! Bir hayat biçimi! Terörün TBMM'deki uzantısı DEM Parti ile birlikte yol yürüyen bir partinin içinde sessiz ve sedasız oturarak milliyetçilikten söz edilip, milliyetçilik yapılabilir mi

Mansur Yavaş'ın geçen seçim işi kolaydı. Algılar üzerinden bir seçim kampanyası düzenleyerek vaziyeti kurtardı.