Hukuk!

Türkiye bir hukuk devletidir. Ülkemizde seçimler hakim teminatında yapılır. Bunun için Yüksek Seçim Kurulu görevlidir; seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde sonuçlanmasını sağlar.

Milletvekili seçimlerinin ardından mazbatalarını alan vekiller de TBMM'de kürsüye çıkıp yemin ederler. O yeminin içinde şu ifade vardır:

"... Hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağıma... namusum ve şerefim üzerine ant içerim."

Peki, nereye gitti o yemin

İBB'ye bir operasyon yapıldı. CHP, kurumsal olarak ortalığı ayağa kaldırdı. Milletvekilleri, "Olmaz, yapamazsınız" diye bağırmaya başladı. Yetmedi, koskoca parti, hukukun hakkında işlem yaptığı bir adama kurumsal olarak sahip çıktı. Yine yetmedi, imza kampanyaları düzenlendi, adalete baskılanmaya çalışıldı, "Serbest bırakın" çağrıları yapıldı.

Sahi, nereye gitti yemin metnindeki "Anayasa'nın üstünlüğü" ifadesi Ne oldu "hukukun üstünlüğüne bağlı kalınacağı" yemini

Rafa kalktı. Bu kadarla da kalmadı. Görevini yapan hukuk adamlarına yönelik olarak tehditler yükselmeye başladı...

Bir soruşturma yürütülüyor...

O soruşturmayı kirletmek için elden gelen yapılıyor. Yargıya destek verenler "tu-kaka" ilan ediliyor. Her şeye bir bahane bulunuyor. "Hukukun üstünlüğü" yemini eden koca koca adamlar, hukuk devleti ilkesini işletmeye çalışan insanları yerden yere vuruyor.

Elde edilen veriler ve deliller çerçevesinde yeni operasyonlar düzenleniyor. Dosya tamamlanmaya, net fotoğraf ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Hukuk görevini yerine getiriyor.

Her seferinde belli siyasiler devreye girip, "Olmaz, yapılamaz, yapamazsınız" diye bağırıyor...

Niye

Yapılır, yapılmalı, yapılacak; devlet böyle işler! Kanun hakimiyeti bu şekilde sağlanır. Milletin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı böyle korunur. Anayasa ve Hukuk Devleti olmanın gereğidir bu! Türkiye bir çadır devleti, bazı insanlar da layusel değil. Sizler de TBMM'de kürsüye çıkıp bunun için yemin ettiniz!

Şimdi niye, neden ve niçin ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz Sıkıntınız derdiniz ne sizin