Hançer
Siyaset bu, doğasında var: Koltuğunun altına, yanına alırsın; destek verip palazlandırırsın. Tökezlediğinde, en ufak bir zafiyet anında gelip senin koltuğuna oturur.
Türk siyaseti bunun örnekleri ile dolu...
Kemal Kılıçdaroğlu, buna "hançerleme" adını veriyor. Televizyonlara çıkıyor, açık açık "arkadan hançerlendim" diyor.
Kendisini hançerlediğini iddia ettikleri kim
İsim vermesine gerek yok. Herkes biliyor ve görüyor zaten bunu. Biri CHP Genel Başkanlık Koltuğuna oturan Özgür Özel, diğeri de elindeki maddi imkanları sonuna kadar kullanıp, O'na bu yolu açan Ekrem İmamoğlu. İşin en çarpıcı yanı, şimdi de onlar birbirlerini hançerlemeye çalışıyorlar. Üstelik daha savaş tam anlamı ile başlamadı.
Dedim ya, siyasetin doğasında var bu...
Meseleye böyle bakarsak, hançerleme işini en iyi yapan Bülent Ecevit'ti. CHP'de serpildi, büyüdü. Milli Şef İnönü'nün ayağını kaydırıp, CHP Genel Başkanlığı Koltuğuna oturdu.
Sağ partilerde de pek çok örneği var bunun. Kılıçdaroğlu'nun deyimi ile bazıları "hançeri" iyi kullandılar, vurup devirdiler. Bazıları ise başarılı olamadılar. Son İyi Parti örneğinde olduğu gibi MHP'den bir parça koparıp gittiler...
Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu'na...
O da hançer kullanmadı mı Baykal'a karşı aday olmayacağını söyleyip, olmadı mı Bunu yaparken, partinin en güçlü ismi Önder Sav'dan destek almadı mı Daha sonra hançeri vurup, Önder Sav ve ekibini CHP'den tasfiye etmedi mi
Eğer Kılıçdaroğlu'nun penceresinden bakarsak, herkesin elinde bir hançer var. Fırsatını buldu mu vuruyor diğerine!
Tabii işin en önemli yanı da şu:
Bu "hançerleme" işi hep zafiyet anlarında oluyor. Başarısızlıklardan sonra geliyor. Kemal Bey de 13,5 sene CHP'nin başında kaldı. Parti ile dilediği gibi oynadı. Örgütleri kendi oluşturdu, istediği isimleri getirdi. Büyük tasfiye hareketi başlattı. Hatta "Yeni CHP" deyip, partinin ayarları ile oynadı. Dilediği gibi değiştirip dönüştürdü.
Son kurultaya giderken de delegeler