CHP'nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmuş: "Parlamentoya girdiğimde Genel Başkan olma düşüncem yoktu" diyor.

Doğrudur şahidim. CHP'nin Grup Başkanvekilliğini yürütürken bile, "Ben bürokrasiden geldim. Siyasetten çok fazla anlamam. Bana üç tane il başkanının adını söyle deseler, söyleyemem" derdi. Bunu diyen kişi Genel Başkanlık gibi bir makamı düşünebilir miydi

Kılıçdaroğlu devam ediyor...

"O dönemde delegeler istediği için Genel Başkan oldum" diyor. Kendince yine haklı olabilir. Ama tam olarak öyle değil. O günlerde örgüte tamamen hakim olan Önder Sav istemeseydi, kabul etmeseydi, gerçekleşebilir miydi bu Sonrasında pişman oldu, ama Önder Sav yaptı bunu.

"Niye yaptı" derseniz, başka bir alternatif yoktu. Ayrıca, Deniz Baykal da zaten kaset skandalı öncesi kendisine "Önder, yaşlanıyoruz, Genel Sekreterliği genç bir isme bırakmakta fayda var" demişti.

O sözlerin acısını çıkarttı.

Ama en önemlisi, dışarıda birileri Kemal Kılıçdaroğlu'nu o göreve hazırladı. 2008 Yılının Ekim Ayında, ABD derin devletinin kontrolündeki Hopkins Üniversitesi'ne bağlı Silkroad Enstitüsü'nde bir rapor yayınlandı. Svante E Cornell ve Halil Magnus Karavelli imzasını taşıyan o raporun 72. sayfasında şu ifade yer aldı:

"CHP'de istifa etmeye ikna edilecek Deniz Baykal'la yolsuzluklar konusunda kamuoyunun dikkatini çeken Kemal Kılıçdaroğlu yer değiştirecek."

Kehanet değildi bu. Alt yapısı oluşturuldu. FETÖ'cü polisler devreye girdi. Baykal'a bir operasyon yapıldı ve süreç tamamlandı.

Şimdi sıkı durun, önemli bir ayrıntı vereceğim: O raporun altında imzaları bulunan bu iki isim de, İsrail derin devletinin kontrolündeki Jerusalem Post'ta yazılar yazıyordu.

Peki, bu operasyon neden yapıldı Onun cevabı da WikiLeaks belgelerinde var. O günlerde ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nden Washington'a pek çok mesaj çekildi. Yayınlandı bunlar. Birinde aynen şöyle yazıyordu:

"Erdoğan'ın iktidarındaki Adalet ve Kalkınma Partisi'ne karşı daha prezentabl bir muhalefet lideri oluşturmak, ordu ve adli baskıdan çok etkili bir silah olacaktır."