PKK Terör Örgütü, Türkiye'ye çok büyük zararlar verdi. Çok kan döktü. On yıllarca süren mücadele döneminde Türk'ü ve Kürt'ü ile millet ciddi bedeller ödedi.

Sonunda örgüt havlu attı. Gelinen noktada kendisini feshetmek zorunda kaldı. Bunu da bir bildiri ile Dünyaya duyurdu. Şöyle geriye dönüp baktığımızda, yapılan açıklamanın önemi daha iyi anlaşılır...

Bir dönem, bu örgütün Türkiye içinde kampları vardı. Girilemiyordu oralara. Zaman zaman o kamplardan sınır karakollarımıza baskınlar düzenleniyordu. Şehitler veriliyor, ağıtlar yükseliyordu. Büyük şehirlerimizde sivil ve masum insanların yoğun bulunduğu yerlerde bombalar patlatılıyordu. Bunların siyasi uzantıları da TBMM'den "Savaşta olur böyle şeyler" türünden pervasızca ve çirkin açıklamalar yapıp meydan okuyordu.

Kuzey Irak'taki Kandil gibi terör kampları ise girilmesi mümkün olmayan yerlerdi. PKK mensupları tarafından üzerine efsaneler üretiliyordu. Çocuk denecek yaşta gençler kandırılıp, gruplar halinde dağa taşınıyordu...

Hepsi kazındı ve bitti. Bu da kararlı ve büyük bir mücadelenin sonucunda oldu. Terör örgütü mensupları, saklandıkları yerlerden burunlarını çıkaramaz hale geldi. Nihayetinde örgüt, kendini feshetmek zorunda kaldı.

Nereden nereye!

Kim ne derse desin, bu gelişme Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve Cumhur İttifakı'nın ortaya koyduğu kararlı duruşun sonucudur.

Örgüt, fesih kararını açıklayan bildirisinde kuyruğu dik tutmaya çalışmış. Bazı tehlikeli, rahatsız edici ve garip ifadeler kullanmış. Bunları da normal karşılamak gerekir. Yıllar boyunca öyle büyük hayaller peşinde koştu ki! Dağlara taşıdığı küçücük çocuklara "Özgür Kürdistan" vaadinde bulundu. Emperyalist ülkelerin taşeronluğunu yapıp milleti birbirine kırdırırken, hepsine hayal satıp, ağızlarına birer parmak bal sürdü. Elbette, "Bitti, buraya kadarmış" diyecek değildi. Geçmişte sergilediği vandallık ve barbarlığa güzellemeler yaptı. Artık "Kürt sorununun demokratik siyaset yoluyla çözülmesi noktasına gelindiğinden"