CHP, Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için ön seçim yapıyor. Şaka gibi, ama ortada tek aday var. Seçim filan değil bu, onaylatma! Hem de bütün kamuoyu araştırmalarında Mansur Yavaş'ın arkasında çıkan Ekrem İmamoğlu'nu CHP seçmenine dayatma operasyonu.

Tabii bu konu Yavaş'ın sorunu! Ama O bile bu tiyatroya şimdilik teslim olmuş gibi görünüyor. Parti içinde homurdanmalar olsa, hatta zaman zaman bize bile dert yananlar bulunsa da, kimse açıktan sesini çıkaramıyor. CHP topyekûn sindirilmiş durumda!

Kılıçdaroğlu'nun 2010 yılında seçildikten sonra gerçekleştirdiği operasyonların sonucu bu! Parti'de büyük kıyımlar ve tasfiyeler gerçekleşti. Köklerinden ve geleneklerinden koparıldı, amorf bir hale getirildi. En önemlisi de Emine Ülker Tarhan, Dilek Akagün Yılmaz, Muharrem İnce, Yılmaz Ateş, Mehmet Sevigen gibi ulusal hassasiyetleri olan pek çok isim tasfiye edildi. Yerlerine FETÖ ile iltisaklı olduğu söylenenlerle birlikte, sağdan soldan toplananlar getirildi. Hatta Kurultay bile by-pass edildi. Alper Keten, Ahmet Caner Yenidünya gibi isimler, Kemal Bey'in kontenjanından dayatılarak Parti Meclisi'ne kadar sokuldu.

Yazdık o günlerde bunları ve daha çoğunu...

Peki ne oldu Kemal Kılıçdaroğlu'nun oluşturduğu bu yapı kendisini de yedi. Ekrem İmamoğlu'nun bizzat yönettiği operasyonla Özgür Özel getirildi ve Genel Başkanlık Koltuğuna oturtuldu. Kemal Bey, "arkadan hançerendim" diyor ama kendi düşen ağlamaz derler! Elleriyle hazırladı bu sonu.

Bakın bugün Cumhurbaşkanı Adayı arayışlarında iki isim öne çıkıyor. Biri Merkez Sağdan gelen İmamoğlu, diğeri MHP'den devşirilen Yavaş. Nerede CHP geleneğinden gelen isimler Yoklar, yok edildiler çünkü. Kalanlar ise sindirildi.

Rahatsız da olsalar CHP'li vekiller konuşamıyorlar. Ciddi baskı altındalar, susturuldular. CHP'li eski vekil Barış Yarkadaş bile televizyonda milyonların gözü önünde bu konuda dert yandı.

Tabii ki bu CHP'nin iç sorunu. Çözülecek gibi de görünmüyor.

Ama konunun bizi ve vatandaşı ilgilendiren tarafı da var. Aynı baskılar her yerde devam ediyor...