Büyük bir utanç, ama yüzü kızaran yok. Haberler ve yorumlar yapılıyor, CIA'nın Fethullah Gülen'in ardından çetenin liderliğine kimi getireceğine yönelik isimler sıralanıyor...
İşin garibi, içlerinden bir tanesi bile "Nereden çıktı bu, bizim hakkımızdaki kararı Amerika mı verecek" demiyor. Tam tersine, "O benim, ben" türünden tavılar sergileniyor.
Adamın ölümünün ardından görüşlerimi yazmıştım. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylemiştim. "Bitti artık" demiştim:
-Rezillikleri ayyuka çıktı. Bundan sonra din adına ahkam kesemezler. Allah, Kuran deyip, temiz ve samimi insanları kandıramazlar. Bunlar artık olsa olsa Türkiye aleyhine ajanlık faaliyeti yaparlar.
Aynen öyle oluyor. ABD'nin istihbarat birimi CIA, içlerinden en kullanışlısını seçmeye çalışıyor. Bunlar da potaya girmek için birbirleri ile yarışıyor...
Artık tamamen kucaktalar. Pek de gizlenme ve kamufle olma ihtiyacı duymuyorlar.
Üst kademelerindeki bazılarını şahsen tanıyorum. Daha alttaki Adem Yavuz Arslan gibi çapsızların da neler yaptıklarına, ne tür karmaşık ilişkiler içinde bulunduklarına bizzat şahit oldum.
Her tarafları oynar bunların. Ne zaman ne yapacaklarını, hangi oyunlar içine gireceklerini kestirmek zordur!
Mesela, bugün CIA'in örgütün başına getirmek istediği Ekrem Dumanlı, en tehlikelilerinden biridir. Yıllar önce bunun ipliğini pazara çıkarmıştım. Yozgat'taki öğrencilik döneminden bahsedip, isim ve yer vererek kimlerle ne tür ilişkiler içinde olduğunu yazmıştım. Hemen karşı saldırıya geçti. Aleyhimde bir iftira kampanyası yürütmesi için örgütün denetimindeki Meydan Gazetesi'ne talimat verdi. Dişe dokunur bir şey bulamayınca şunları yazdılar:
Ben bir suikastçıymışım! 12 Eylül Darbesi'nin ardından bir generale suikast yapmak için harekete geçmişim! Pusuya yatmışım, ama elim titremiş, tetiğe basamamışım! Suikastı başaramamışım!
Kısaca özetledim. Ama alçaklıkta sınır tanımayıp bunu bile yaptılar. Hiç unutmuyorum, Meydan'daki "haber" denilen bu pisliği okurken, yanımda