Asıl gerçek
Günlerdir hemen yanımızda naklen bir savaş izliyoruz. İsrail, İran'ı; İran, İsrail'i vuruyor. Karşılıklı ve akıl almaz tehditler yapılıyor; iki taraf da sürekli el yükseltiyor...
Sonuçta her ikisi de ciddi hasar alıyor.
Psikolojik üstünlük Tel Aviv'den yana görülse bile, İsrail'in "güvenli ülke" algısı çöktü. Demir Kubbe eleğe döndü. İsrail vatandaşlarının üzerine füze yağıyor. MOSSAD karargahı bile vuruldu. Ciddi bir ekonomiye sahip olmayan İsrail, kendisini savunabilmek için milyarlarca dolar harcıyor. Günlük harcaması 600-700 milyon dolar. Ama yetmiyor, sürekli darbeleniyor.
Öyle görünüyor ki, İran İsrail'e biraz büyük geldi. Amerika'nın verdiği destek de yetmiyor. Netanyahu, Trump'la telefon görüşmeleri yapıyor. İran'ı bizzat müdahale etmesi ve ABD'yi de savaşın içinde yer alması için ikna etmeye çalışıyor. Aksi takdirde İsrail'in çok ciddi şekilde darbeleneceğini O da görüyor.
Bu arada, bir "rejim değişikliği" söylemi tutturulmuş gidiyor...
Nasıl olacak bu İran vatandaşları, tepelerine bomba yağdıran İsrail'e "haklısın" mı diyecek Savaşmadan teslim mi olacak
Ayrıca, ABD ve İsrail'in derdi İran'daki rejim mi Yoksa İran'ın ne şekilde olursa olsun etkisiz hale getirilmesi mi Trump'ın öyle bir derdi var mı
Ama devam ediyor tartışmalar...
Adeta, ABD ve İsrail el ele verip, İran halkını mevcut rejimden kurtaracak algısı oluşturulmaya çalışılıyor.
Peki, İran rejiminin adı ne Eksiklerine, yanlışlarına, mezhep esasına dayanmasına rağmen İslam. Asıl hedef de o!
İran problemli bir ülke: İslam ülkeleri ile itişip-kakışıyor. Çevresindeki ülkeleri sürekli olarak rahatsız ediyor. Oralarda operasyonlar düzenliyor. Bölgede mezhebi bir mücadele yürütüyor.
Defalarca yazdık zaten bunları.
Türkiye'ye de çok sıcak baktığı ve dostluk gösterdiği söylenemez. Tersine, yıllarca bizi darbelemeye çalışanlara destek verdi. Terör örgütlerine kol-kanat gerdi. Konum gönderdik, "işte oradalar" dedik. Alay edercesine "Yok biz bulamadık"