Aleviymiş, bana ne
Bir zamanlar Türkiye'de Mustafa Timisi'nin Türkiye Birlik Partisi ve Ali Haydar Veziroğlu'nun Barış Partisi gibi yapılar vardı. Her ikisi de halk arasında "Alevi Partisi" olarak bilinirdi. Doğruydu da, sürekli olarak Alevilere yönelik mesajlar verir, o kimliği öne çıkarır ve Alevi vatandaşlarımızdan oy alırlardı.
Ali Haydar Veziroğlu çok atak bir isimdi ve dostumdu benim. 1990'ların sonu ve 2000'lerin başında sık sık bir araya gelip sohbet ederdik. Ailecek evlerinde ağırlandığımız da olurdu. Ne yalan söyleyeyim, sık sık Alevi kimliğini öne çıkarmasından rahatsız olurdum. Bir gün evlerinde eşi Nisa Hanım'ın da bulunduğu sohbette aynı tavrı gösterince, "Bak Ali Haydar Bey" dedim:
-Ben de Fenerbahçeliyim.
Akıllı adamdı, ne demek istediğimi anladı. Gerçekten de Alevi ya da Sünni olması benim için anlam ifade etmiyordu. Bir futbol takımının taraftarı olmaktan fazla ayırıcı tarafı yoktu! Önemli olan aramızdaki ilişkinin seviyesiydi.
Ali Haydar Bey milli bir adamdı. Ülkesini yabancıya, ona buna şikayet etmez, sorunlar varsa içeride çözmeye çalışırdı. Asıl olan da buydu.
Türkiye'nin ünlü müteahhitlerindendi. 2001 yılında Türkiye'nin en büyük inşaat işlerinden biri olan İzmit Körfez Geçiş Projesi'nin ihalesini almıştı. Ortağı da bir Fransız firmasıydı. Türkiye ile Fransa'nın ilişkilerinin gerginleşmesi üzerine dönemin MHP'li Bayındırlık Bakanı Koray Aydın'a bir dilekçe ile resmen başvurarak ihalenin iptalini istediğine bizzat şahidim.
Dostluk ilişkisi içinde bulunduğum isimlerden biri de rahmetli BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'ydu...
Yazıcıoğlu'nun pek bilinmeyen özellikleri vardır. 1980 Öncesi Ülkü Ocakları Genel Başkanı iken kanlı Çorum Olayları'nın önlenmesi sırasında çok önemli rol oynamıştır. Dönemin Sıkıyönetim Komutanlığı ile işbirliği yapıp köy köy gezmiştir. Hemşerilerine "itidal" tavsiye etmiştir. Alevi ile Sünni'nin kardeş olduğunu anlatmıştır. Gerginliği önlemek için elinden gelini yapmış ve bizzat