Adam yok belli

Kemal Kılıçdaroğlu da aynı durumdaydı. Cumhurbaşkanlığına aday olduğu zaman kazanacağını düşünüyordu. Seçimi çantada keklik görüyordu. Bu hırs uğruna ne gerekiyorsa onu yaptı. Her türlü tavizi verdi.

Sonuç hüsran oldu.

Bugün de değişen bir durum yok. CHP'de adaylık kavgası şimdiden başladı. Bir yanda Ekrem İmamoğlu, diğer tarafta Mansur Yavaş var. İtişip kakışıyorlar. Aslında abesle iştigal ediyorlar. Daha seçime yıllar olmasına rağmen, kendilerini öne çıkarmaya çalışıyorlar. Ama o günün neler getireceği, köprünün altından ne kadar su akacağı belli değil.

Anketler yaptırıyorlar. Borsa gibi bir o, bir bu öne çıkıyor. Bu anketler üzerinden algı operasyonları yapıp, tartışmalar yürütüyorlar. Belediye ve belediyecilik yapmaktan çok, adaylığa yönelik çalışmalar içindeler.

CHP açısından en vahim olanı ise...

Partinin geçmişinden, geleneğinden gelmiş değiller. Her ikisi de merkez sağdan devşirilmiş kişiler. Mansur Yavaş malum, MHP kökenli bir siyasetçi. Ekrem İmamoğlu ise, yıllardır "solcuyuz" diyen, sol söylemlerde bulunan CHP'de, "Ben partiyi de kendimi de merkezde görüyorum" açıklaması yapan bir isim.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun, CHP'de gerçekleştirdiği değişim ve dönüşümün sonucu bu. Merkez Sağdan devşirilenler, CHP geleneğinden yetişenlerin önüne geçmiş durumda.

Bir başka sıkıntı daha var:

CHP'de öne çıkan her iki isim de belediye başkanı. Kendi ekipleri var, onlarla çalışıyorlar. Kritik yerlere kendilerine yakın isimleri getiriyorlar. Geçmişte olduğu gibi, Parti Genel Merkezi'nin yönetilen belediyelere çok fazla hakim olduğu söylenemez. Çünkü herkesin ajandası çok farklı!

En önemlisi ise, İstanbul ve Ankara'nın hali ortada: Belediyecilik açısından ciddi denilebilecek bir yenilik ve faaliyet yok. Biri Kent Lokantası, diğeri çorba dağıtımı ile öne çıkmaya çalışıyor. Her iki şehrin problemleri de katmerlenerek büyüyor. Birinde çarpışan otomobiller gibi her gün Metrobüs