Acayip kabile
Önce diploma ile döküldü gerçekler ortaya. Belli ki daha hayata başlarken yolunu seçmiş. Gerçekte olmayan bir diplomaya sırtını dayamış. Madrabazlığı yol ve yöntem edinmiş. Sonrası malum, birer birer çıkıyor işte ortaya. Nasıl başlarsa öyle gider zaten!..
Ama kabilesi sağlam! Dimdik arkasında duruyor. Madrabazlık bile kutsanıp, adam ilahlaştırılıyor!
Garip...
Sonra yakalanıp Silivri'ye kapatılıyor. İddialar korkunç. Bakın, buna rağmen "suçlu" demiyorum. Ancak, çok ciddi ve tüyler ürpertici suç emareleri var. Yoksa bu hale düşmez, içeri girmezdi! Yargılanacak, suçlu ise cezasını çekecek, suçsuzsa bırakılacak.
Bir hukuk devletinde zaten böyle işler süreç...
Ama bağıranlar, süreci engellemeye çalışanlar, sokaklara dökülüp barbarlık, vandallık yapanlar var. Organize suç örgüt lideri olmakla suçlanan bir ismi aklamaya çalışıyorlar. Yargılanmadan, hesap vermeden beraat ettirmek istiyorlar.
Neymiş Ortada delil yokmuş! Sadece gizli tanık ifadeleri varmış!
Yalan tabi. Türkiye bunların göstermeye çalıştıkları ve kirletmek istedikleri gibi bir ülke değil. Sadece gizli tanık ifadesi ile kimse tutuklanmaz. Maddi delillere de ihtiyaç duyulur. Medyaya yansıyanlara, bizim aldığımız bilgilere göre fazlasıyla var gibi görünüyor. İddianame hazırlandığında hepsi dökülecek zaten ortaya.
Ama gerçekler, doğrular, hukuk ve vicdan umurlarında değil bunların. Bağırmaya, ortalığı karıştırmaya devam ediyorlar...
Giderek daha aşağılara iniyor, dibe batıyorlar...
MASAK Raporu ortada: Adam kendi ifadesinde söylediği 250 bin lira aylık gelirle, tabiri caizse malı götürmüş! Yüzün üzerinde gayrimenkul elde etmiş. Hesap soracaklarına, aklamak için çırpınıyorlar. "Zaten zengindi" diye bağırıyorlar. Ama üniversitede kendi el yazısı ile doldurduğu belgede "yardıma muhtaç olduğunu" belirttiğini görmek istemiyorlar.
Aslında kör ve sağırı oynuyorlar. Hiçbir şeyi görmek ve duymak istemiyorlar. Yakıt tankeri ile taşındığı iddia edilen sebze ve meyveyi "olağan" sayıyorlar. Para kulelerini "oyun" sanıyorlar. Hiç edildiği iddia edilen yüz milyarları görmek istemiyorlar. "Be adam cep telefonunu yargıdan niye kaçırdın" diye sormuyorlar. Tanıklara peşinen "yalancı" damgası vuruyorlar. Canı yanan insanlara da sosyal medyadan sövüyorlar.