Zeytin, kömür ve altın

Osmanlı, İstanbul'u fethetmeden önce burası Doğu Roma veya diğer adıyla Bizans'tı. Bizans halkı Maviler ve Yeşiller diye siyaseten ikiye ayrılmış. Yeşiller özgürlükçü, Maviler ise kuralcıymış. İngilizcede sıkı yasaklı kanunlara "Blue Law" (Mavi Yasa) deniyor. Dendiğine göre, bu deyim Bizanslı Maviler'in çıkardıkları yasalardan geliyormuş. Osmanlı Devleti Aliyye'si bir bakıma Roma İmparatorluğu'nun devamıdır. Zaten sadece Trakya'ya değil, İran sınırına kadar uzanan Anadolu topraklarına Rumeli (Romalıların yurdu) denmesinin sebebi de budur. İranlı şair Mevlana Celaleddin'in "Rumi" diye anılmasına sebebi, ömrünün çoğunu Rumeli'nin önemli bir şehri olan Konya'da geçirmiş olmasıdır. (Üstadı azam İlber Ortaylı tarafından azarlanmamak için tarihi bilgi vermeyi burada kesiyorum.) Bizans kültüründen miras kalan kötü davranış kalıplarına "Bizans oyunu" veya "Bizans entrikası" diyor ve dışlıyoruz. Ama Maviler ve Yeşiller gibi bölünüp, karşı tarafı farklı düşünen siyasi rakip değil, iç düşman hatta "vatan haini" görme geleneğini sürdürmeye devam ediyoruz. Bu geleneğin tipik bir tezahürü de "çevreciler" ile "madenciler" arasında sürüp giden çekişmedir. Madenciler yerine, HES'çiler veya genel olarak yatırımcılar da denebilir.

FİZİBİLİTE

Kapitalist sistem, yatırımların getirisini maksimize etme ilkesi üzerine kuruludur. İktisadi kalkınma "yatırımla" gerçekleşir. Ne kadar yatırım, o kadar kalkınma; ne kadar kalkınma, o kadar milli gelir; ne kadar milli gelir, o kadar bireysel refahtır. Hem yüksek gelirli ülkelere imrenmek hem de her yatırıma "çevreci kaygılarla" karşı çıkmak tutarsızlıktır. Yatırımlar "altyapıya" (ulaşım, iletişim, enerji, sulama vb.), "yapıya" (iç-dış güvenlik, fabrikalar, madenler, tarım, turizm, hastane, okul, konut, ticari mekanlar vb.) ve "üstyapıya" (eğitim, adalet, teknoloji, kültür vb.) yapılır. Yatırımları kamu veya özel sektör yapabilir. Yatırımların, biri "içsel" yani yatırımcıya diğeri "dışsal" ülkeyeçevreye olmak üzere iki türlü getirisi (hasılatı) ve götürüsü (maliyeti) vardır. Hasılat toplamı, maliyet toplamından büyükse, bu yatırıma "yapılabilir" (fizibildir) denir. Yatırımlar verim oranlarına ve birbirlerini tamamlama esasına göre önceliklendirilir. Yapılabilir olanların hepsini yapmaya para yetmez. Bu bakımdan her yatırım kararı, başka bir yatırımdan vazgeçmektir.