Yetkili kim PKK mı DEM mi
Önce şunu söylemeliyim. Türkiye, Filistinlileri korumak amacıyla İsrail'e karşı herhangi bir "askeri" eyleme girişmedikçe, İsrail'in Türkiye'ye karşı "dolaylı veya dolaysız" bir askeri harekata tevessül etmesi söz konusu değildir. Aynı şekilde Mısır'a, Ürdün'e, Irak'a veya herhangi bir Arap ülkesinde de hiçbir şekilde bulaşmaz. Bunun İsrail'e faydası değil zararı olur. İsrailliler gaddardır ama aptal değildir. Kaldı ki; geçmişte İsrail ile Türkiye dosttur, gelecekte de dost kalacaktır. Rasyonel olan budur.
Anlaşılan, Başkan Erdoğan "gördüğü lüzum üzerine" yeni bir Kürt açılımını başlatmak için, iktidar ortağı Milliyetçi Devlet Bahçeli'den DEM (Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi) milletvekillerinin elini sıkmasını rica etmiş. O da Başkan'ın bu ricasını kırmamış. Haddim olmayarak ikisini de bu girişimlerinden dolayı kutluyorum. İktisatta, siyasette ve özellikle tıpta ve yaşamın her kesitinde "Bazı sorunlar çözülemez ama idare edilebilir" diye bir kural vardır. Muhtemelen TC'nin Kürt meselesi bunlardan biridir. Ama bizim bu sorunumuz ne İsrail-Filistin meselesi kadar çözümsüz ne de o denli idare edilemezdir. Bu yazıda Türkiye'nin Kürt sorununu ele almayacağım. Ancak bu sorunun, sadece enflasyona değil, aynı zamanda dar ve sabit gelirliler için pahalılığa sebep olduğunu da söylemek zorundayım. Bilinsin ki; bu sorun ne kadar iyi idare edilirse, enflasyon ve pahalılıkla mücadele de o kadar kolay olur.
UYUŞMAZLIK YÖNETİMİ
Uyuşmazlıklar biri "tehdit" diğeri "vaat" olmak üzere iki ana strateji ile yönetilir. Tehdit, zarar vermekle korkutarak, karşı tarafı şartlarımıza razı etmeye çalışmaktır. Vaat, şartlarıma razı olursan, sana gelir veya servetimden pay veririm demektir. Herkesin bildiği "sopa ve havuç" hikayesi budur. Bazen ikisi bir arada kullanılsa da genelde ağırlık birindedir. Uyuşmazlık tehdit ile çözülemezse tehdidi yerine getirmek gerekir. Yerine getirilen tehdit (mesela dövmek veya bombalamak) esas olarak karşı tarafa zarar verir. Ama bunun hem yerine getirene bir maliyeti hem de karşı taraftan misilleme yeme ihtimali vardır. Üstelik uyuşmazlık çözülememiş, çok muhtemel ki daha da büyümüştür. Vaat, uyuşmazlığı çözemezse, ortada yine bir başarısızlık vardır. Ama vaat edenin, kendi gelir veya servetinden karşı tarafa bir şey aktarmasına gerek yoktur. Açıklanan tehdit veya vaatler, uyuşmazlığı çözememişse, dozlarını arttırmak gerekir. İki tarafın kayıp ve kazançları toplamı olarak bir değerleme yapılırsa görülecektir ki; tehdidin dozunu artırmak zararı, vaadin miktarını arttırmak faydayı büyütmüştür. Kıssadan hisse: Tehdit etme, vaat et. Rasyonel olan budur.