Seçimler mutlaka yapılmalıdır

Demokrasinin farklı tanımları ve farklı uygulamaları olabilir. Ama işin esası halkın kendi kendini yönetmesidir. Bu da eski Yunan'daki az nüfuslu "şehir-devlet"lerde olduğu gibi, bir meydanda toplanılarak yapılamaz. Dolayısıyla vatandaşların kendi aralarından belli bir süre görev yapacak "vekilleritemsilcileri" seçme mecburiyeti vardır. Başkanlık sisteminde vatandaşlar sadece vekillerini değil, yine belli bir süre için ülkeyi yönetecek başkanı da seçer. Seçim, seçmenin, seçilene "süresi belli" vekalet vermesidir. Mevcut vekillerin ve başkanın süresi dolmuştur. Bu sebeple seçim kararı alınmıştır. Tam da bu sırada insanlık tarihinin en büyük depremlerinden biri maalesef ülkemizde olmuştur. Bu, kaderdir. Can ve mal kaybı başka bir konudur. Bu deprem çok büyük maddi ve manevi tahribat yaratmıştır. Öyle veya böyle depremzede vatandaşların kayıpları, depremden etkilenmeyenlere intikal edecektir. Milli servet ve milli gelir "yeniden dağıtılacaktır". Bununla ilgili kararları meclis ve başkan alacaktır. Bu çok büyük bir sorumluluktur. Süreleri dolmamış olsa bile vekillerin ve başkanın "yetki tazelemesi" gerekirdi. Vekalet süreleri dolmuş mevcut milletvekilleri ve cumhurbaşkanı, bu sorumluluğu üstlenmemelidir. Üstlenirlerse altında ezilebilirler. Demokrasi "kendi kendini yönetme" olduğuna göre vatandaşın alınacak kritik kararların "sorumluluğunu bölüşmesi" için seçimler ertelenmemelidir.DÖRT-YÜZ-ON-SEKİZ MİLYAR DOLARCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir dilinden düşürmediği bir iddiayı depremden sonra daha da vurgular oldu. Kılıçdaroğlu diyor ki: "Halkın hakkı olan zenginliği ihalelerle peşkeş çeken egemenlerin düzeni, sarsılmaz sanılan Babil Kulesi gibi yıkılmaya mahkumdur ve mutlaka yıkacağız. Önümüzdeki seçimlerde milletimiz bunun ne demek olduğunu gösterecek. Buna yürekten inanıyorum. Halktan çalınan o 418 milyar doları kuruşu kuruşuna aldığımızda halkın sofrası şenlenecek, hak yerini bulacak. Evet biz bunu başaracağız ve birlikte başaracağız". Kılıçdaroğlu'nun, sosyal medya hesabında da "Unutmayın, 418 milyar dolar çok büyük paradır" diye de bir açıklaması var. Kılıçdaroğlu haklıdır. 418 milyar dolar çok büyük paradır. Kıyaslama olsun diye yazıyorum. Türkiye'deki kamu veya özel, yerli veya yabancı, mevduat veya katılım bankalarında, yurt içi ve dışı yerleşiklerin toplam 480 milyar dolar eşdeğerinde TL veya dövizi var. Pek tabii AKP yandaşlarının Kılıçdaroğlu'nun deyişiyle "halktan çaldıkları"