Ne kadar "yalan yanlış" mübahtır
Dostumuz Steve Hanke (Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı İktisat Profesörü) ekonomi medyasında yer alan haber ve yorumların "95'i ya yanlıştır ya da konuyla alakasızdır (either wrong or irrelevant)" der. Kendisi de ekonomi medyasında sıkça yer alan bir iktisatçı olduğuna göre, onun yorumlarının da 95'i yanlış veya kel alakadır denebilir. Yıllar önce ilk kez Steve Hoca'nın bu "95 kuralı"nı duyduğumda çok rahatlamıştım. Çünkü ben de bizim ekonomi medyasında yer alan haber ve yorumları okudukça aynı şekilde düşünüyordum. Ancak, Prof. Hanke, Türkçe bilmez. Onun 95 kuralı bizim medya hakkında olamazdı. Demek ki; bu kural (oranın 95 olması şart değil 59 da olabilir) Amerikan belki de dünya ekonomi medyası hakkındaydı. Kural bu kadar evrensel ise benim yazdıklarımı da kapsıyordu. Dikkatli olmalıydım. Ürktüm.
MERKEZ BANKASI 50 MİLYAR DOLAR YAKMADI
Gelelim bugün irdeleyeceğimiz yanlış yoruma. Medyada yer alan haber-yorumlara göre son siyasi çalkantılar Türk ekonomisine 50 milyar dolara mal olmuştur. Hesap ortadadır. Merkez Bankası'nın döviz rezervleri 50 milyar dolar azalmıştır. Demek ki; 50 milyar dolar yanıp kül olmuştu. Hayır! MB'nin döviz rezervlerinin 50 milyar dolar azalması, bu paranın yok olduğu anlamına gelmez. Ağustos 1989'da yürürlüğe giren 32 sayılı karar ile TL konvertibl olmuştu. MB, talep edilen miktarda dövizi kendi belirlediği gösterge kurundan alıp satmaya mecburdur. Almıyorum veya satmıyorum diyemez. Aksi takdirde "çifte kur" dolaysıyla "döviz karaborsası" oluşur. Satmak, yakmak değildir. Zaten satılan dövizler 32 sayılı karar ile ülkeye girenlerdir. Elde tutma maliyeti yani ödenen faiz hesaba katılırsa MB bu satıştan muhtemelen zarar etmiştir. AKP'liler isterse bu satışla birlikte MB'nin döviz yükümlükleri 50 milyar dolar azalmıştır diyebilir. Bu 50 milyar dolarla şu kadar okul veya hastane yapılırdı, emeklilere maaş zamları verilebilirdi demek zırvalamaktır. Bu ve benzeri ifadeler, bir iktisadi olayı sırf muhalefet olsun diye yanlış sunmak değil halka düpedüz yalan söylemektir. "Onlar da ne yalanlar söylüyor" demek onlar gibi olmaktır.
MAL, CANIN YONGASIDIR
AKP'nin, Ekrem İmamoğlu'nun önlenemez yükselişini durdurmak ve hatta onu siyaset sahnesinden silmek için yanıp tutuştuğunu biliyoruz. Bu