İran'da su krizi

Haberlere göre İran'da susuzluk tam bir krize dönüşmüş. Başkent Tahran, İsfahan ve Meşhet gibi milyonlarca insanın yaşadığı şehirlerin ihtiyacını karşılayan barajlardaki su neredeyse bitmiş. Cumhurbaşkanı Dr. Mesud Pezeşkiyan, "Susuzluk yüzünden Tahran'ı boşaltmak zorunda kalabiliriz" demiş. Susuzluk krizinin, ikisi doğal, biri insan yapımı üç nedeni var deniyor. Birinci sebep, İran'da 5 yıldır kuraklığın hüküm sürmesi. İkinci sebep, küresel ısınma dolayısıyla hem barajlarda buharlaşmanın hızlanması hem de tarımda ve evlerde tüketilen su miktarının artması. Üçüncü sebep, olarak da su tasarrufuna riayet edilmemesi gösteriliyor. Bugünkü kriz çoktandır geliyorum demiş zaten. Aslında İran devleti su sağlamanın önemini uzun süre önce anlamış. Dendiğine göre "çılgınca baraj inşaatına" girişmişler. Yetmemiş, yer altı göllerindeki suyu çekmek için derin kuyular açmışlar. Nasıl olsa kuyularımız ve barajlarımız var diye sulu tarıma ağırlık vermişler. Yağmur yağmayınca barajlar dolmamış, yer altı su stokları bitmiş. Pompalanan suyun yeri boş kalamayacağı için
toprak çökmüş.

ROMA ZAMANINDA ŞEHİR SUYU ŞEBEKESİ

İstanbul Fatih'te Bozdoğan ya da özgün adıyla Valens Su Kemeri var. Bu su kemeri dördüncü yüzyılda Roma İmparatoru Valens tarafından yaptırılmış. Bu hayranlık uyandıran sanat yapısı, toplam uzunluğu 250 km'ye varan bir isale şebekesinin ayakta kalmış en büyük parçasıdır. Bundan 1600-1800 yıl önce elektrik veya buhar gücüyle çalışan pompa yokken, o günün mühendis mimarları 30-40 km'den şehre su getirebilmiş. Kullandıkları fiziki çözüme "cebren terfi-cazibeyle tevzi" deniyor. Önce derelerin önüne bentler inşa ederek, suyun seviyesini depolanacağı sarnıcın bulunduğu rakımının üstüne terfi ettiriyorlar. Yani yükseltiyorlar. Sonra bu suyu, çok düşük eğimle döşedikleri oluk sistemine aktarıyorlar. Oluklardaki su, vadileri kemer üstünde geçerek "cazibe-i arz" (yer çekimi) menzile varıyor. Durun ve düşünün: Eğer insanlar iki bin yıl önce su temini için böylesi mühendislik çözümleri bulmuşsa, bizler bugün susuzluk karşısında çaresiz kalmış olamayız. Değiliz de.

SU DEĞİL ENERJİ SORUNU

Atmosferdekiyle birlikte hesaplandığında, dünyadaki su miktarı sabittir. Su, sıcaklık arttıkça başka bir maddeye dönüşmez, gaz fazına geçer. Kullanıldıkça kirlenir ama yok olmaz. Tatlı su denizlerden doğar, denizlere döner. Bunun böyle olması, derelerin, göllerin kuruduğu gerçeğini değiştirmez. Aral Gölü'nün hali bunun en acı örneğidir. Su, defalarca kullanılabilir. Sadece geri kazanma yani tuzdan, kirden ve istenmeyen maddelerden arındırmak enerji tüketimi gerektirir.