İhracatta rekabetçi maliyet
Avrupa Birliği Hükümeti (The European Commission) Çin menşeli sert ağaçtan mamul kontrplak ithalatına 9 Haziran 2025'ten itibaren geçerli olmak üzere 62.4 gümrük vergisi uygulanmasına karar vermiş. Çin'den yapılacak yumuşak ağaçtan mamul kontrplak ithalatı da dikkatle izlenecekmiş. Çünkü Çinli ihracatçılar ürünlerde küçük değişiklikler yaparak yüksek gümrük vergisi ödemekten kaçıyorlarmış. Ayrıca Çinli ihracatçıların kontrplakları başka ülkeler üzerinden dolaştırarak AB'ye sokmalarına engel olmak için, gümrük idareleri menşe denetimini sıkılaştıracakmış. AB'nin bu kararı almasının gerekçesi, Avrupalı imalatçıların "Çin damping yapıyor" şikayetinin haklı bulunmasıymış. 10 bin kişinin çalıştığı Avrupa kontrplak sektöründe Çinliler dampingle piyasanın 40'ını ele geçirmiş. Damping, bir firmanın malını, maliyetinin altında bir fiyatla ihraç etmesi demektir. Damping araştırılırken öncelikle o firmanın yurt içi piyasaya uyguladığı fiyata bakılır. Firmalar kârsız yaşamayacağına göre, zararına satış yapabilmesi için, firmanın devletlerinden doğrudan veya dolaylı destek almış olmaları gerekir. Bu da tespit edilirse, damping yapan firmanın daha doğrusu dampingi destekleyen ülkenin mallarına ithalatçı ülke "anti-damping vergisi" koyar.
İHRACATÇI FİRMALARIMIZ ZORLANIYOR
"Devalüasyon-enflasyon" sarmalına kapılmış bir ülkede (Türkiye diye okuyun) enflasyonla mücadelenin en etkin yöntemi, döviz fiyatının baskılanmasıdır. Döviz fiyatının artmaması için öncelikle döviz arzının artması lazımdır. Ulusal paraya yüksek faiz vermenin amacı ülkeye yabancı tasarruf çekmektir. Bu yolla döviz bollaşırsa fiyatı baskılanır, dolayısıyla ihracat kârsızlaşır. Ticari işlemlerden gelen döviz miktarı yeterince artmaz. Son iki yıldır bunu yaşıyoruz. Dendiğine göre özellikle tekstil sektöründe bıçak kemiğe dayanmış durumda. Çünkü bu sektörde Bangladeş ve diğer Çin-Hindi ülkelerinin çok ucuz işçi maliyetinden kaynaklanan rekabeti var. Çare devletin ihracatı desteklemesidir deniyor. Devlet bazı finansal destekler verebilir. Ama bunlar yeterli olmayacaktır. Kalıcı çözüm tekstil dâhil sanayide "eşyanın zoruyla" gerçekleşecek yapısal bir değişimdir. Çok düşük işçi maliyeti ve ucuz TL ile ancak ayakta durabilen firmaların, ekonomide istikrar sağlama sürecinde küçülmesi icap edebilir. Ancak "mal ihracatının aslında emek ihracatı olduğu da" bir gerçektir.