Barış için arabuluculuk

Havada kalan uçak yoktur. Her uçak bazen düşerek olsa da sonunda yere iner. Gerek Ukrayna ile Rusya gerek Gazze'deki Hamas (Filistin) ile İsrail arasında süregiden savaş bir gün sona erecektir. Türkiye, Ukrayna-Rusya savaşında, Ukrayna'yı haklı bulsa da Rusya'yı karşısına almamaktadır. Bu sayede, savaş sonrasında hangi tablo oluşacak olursa olsun biraz çirkin bir ifadeyle "tükürdüğünü yalamak zorunda" kalmayacaktır. Aynı soğuk kanlı ve uzun vadede ülkeye en yüksek faydayı sağlayacak benzer bir tutumu Hamas-İsrail çatışmasında ise sergilememektedir. Bunun sebebi bu savaşta İsrail'in tamamen haksız olduğuna inanmamız ve iktidardaki AKP hükümetinin "Panislamizm" dünya görüşüdür denebilir. Şurasını akıldan çıkarmayalım ki, üyesi olduğumuz NATO ve üyesi olmaya can attığımız Avrupa Birliği ve bu örgütleri oluşturan devletler bizimle hemfikir değildir. Bu göz ardı edilebilecek bir çelişki değildir. Ülkelerin "ebedi dostları değil, ebedi çıkarları" vardır ilkesini unutmamak gerekir. Buradaki çıkar kelimesi "iktisadi" anlamındadır. İşin ilginç yanı, hükümetin bu tutumunun başta CHP olmak üzere, parlamento içi ve dışı muhalefet ve tüm medya tarafından yüzde yüz desteklenmesidir. Türkiye halkı tam anlamıyla tek yönlü bir beyin yıkamaya maruzdur. Bu da "rasyonel dış politikaya" giden yolu kapatmıştır.

ÖNCELİK FACİAYI DURDURMAK OLMALIDIR

İsrail karşıtı gösterilere sebep olsa da medyada her gün yürek parçalayan görüntülü ve haberler yayımlansa da Gazze'de yaşanan insanlık faciası ülkemizde üzüntüden çok öfke yaratmaktadır. Eğer gerçekten bu feci duruma üzülüyor olsaydık, 7 Ekim 2023'te yaptığı kanlı baskınla, İsrail'in taş üzerinde taş bıkamayan bombardımanına sebep olan Hamas liderlerine bir çift laf ederdik. Anlaşılan, çocuklar, kadınlar ve masum siviller ölüyor; on binlerce insan sakat kalıyor, milyonlarca kişinin geleceği kararıyor diye feryat edenler "barış değil zafer" istiyor. Müstevlilere karşı "Ya istiklal ya ölüm" bizim de bir zamanlar milletçe haykırdığımız bir slogandı. Ama 1967 savaşından sonra Filistin Kurtuluş Örgütü El Fetih ile çarpışıp Gazze'de özerk bir yönetim kurmuş Hamas böyle bir tehlike karşısında değildi. İsrail esas olarak Batı Şeria'da işgalci bir yerleşim politikası izliyordu. Sorun Gazze'de değil oradaydı.

ARABULUCU TÜRKİYE