İki Galatasaray

Sahada iki Galatasaray var. İlki; 31 Ağustos'ta çekilen kurada Galatasaray A grubuna düştüğünde, Türkiye'deki en iyimser taraftarın bile aklından geçmeyecek güzellikte bir futbol sergiliyor. Basıyor, koşuyor, rakibini zorluyor. Hatta öyle net pozisyonlar kaçıyor ki hayıflanmamak mümkün değil. Bu güzel oyuna rağmen, Bayern Münih'in 8. dakikada girdiği ilk pozisyonun gol olmasını engelleyemiyor. Golü atan futbolcu Coman. Böylesi bir güçler dengesizliğinde, Galatasaray'dan beklenen geri çekilmesi ve daha fazla gol yemeden skoru lehine çevirecek bir vur-kaç taktiği uygulaması. Ancak hiç öyle bir niyet yok. Oyunun devamında daha da fazla baskı kuruyor rakibi üzerinde Bütün takım yüzde 150'lik bir performans sergiliyor. (Zaha ve Tete hariç. Bu iki isim maçın başından itibaren aksıyor). Bu inatçı ısrar 30. dakikada Icardi'nin penaltı golünü getiriyor

Bitmiyor. Galatasaray, devamında kamçılanan bir istekle rakibini sahasına hapsediyor. Şiir gibi bir futbol sergiliyor. 70. dakikaya kadar. Burada ikinci Galatasaray çıkıyor sahneye. Kondisyon düşüyor, haliyle konsantrasyon dağılıyor. Burada eleştirilecek nokta, artık sinyal veren Kazımcan, Zaha gibi futbolcular konusunda değişikliğin geç gelmesi. Zira rakibin golü sinyal veren bu zaaftan geliyor. Önce 73'te