Ebru Kılıçoğlu

Cumhuriyet

Mesele

Sakatlar, cezalılar ve statü Galatasaray'ın AZ Alkmaar deplasmanı, dar bir kadro ile başlıyor. Buna maça uygun olmayan bir taktik ve yanlış seçilen futbolcular ekleniyor. Sonuç Acemi hatalar zinciri ve doğal sonuç oluyor: Goller ve kırmızı kart. Sallai'nin golü de kurtarmıyor bu durumu. AZ Alkmaar Galatasaray'dan daha iyi bir takım değil oysa ki. A

Nasıl olacak

Maç başlıyor. Kendi çapında heyecanlı da bir maç. İki takımın da iddiası var. Biri yukarı doğru tırmanacak, tırmanabildiği kadar. Diğeri koltuğuna sahip çıkacak. Sonra Sonra bir sarı kart çıkıyor. O kartın arkasından da 30. dakikada Adana Demirspor sahadan çekiliyor. Neden Tam anlamıyoruz önemli de değil aslında Çünkü nasılından eminiz. Yönetimden

Tutuk ama istikrarlı

Galatasaray konsantrasyon ve koordinasyonu İstanbul'da bırakmış adeta... 5. dakikada Ahmed'in attığı güzel golle moral bulsa da maç boyunca hissediliyor bu iki eksiklik. Buna bir de yorgunluk ekleniyor... Özetle Galatasaray defansı acemice hatalar yaparken, kurmak istediği baskıyı da bir türlü kuramıyor. Gaziantepspor'a gelince... Sert defans anlay

Uyanış

Televizyon karşısında uyuklayan baba misali, uyuyor iki takım da önce. G.Saray'ın uykusu, kurgusal. Orta saha eksik, bekler de çakılı oynayınca sistem önceki maçlardaki gibi 6-4'e dönüyor. Pozisyon da çıkmıyor baskı da. Konyaspor'da ise problem benzer. Orta saha yalnız kalıyor. Oyun sıkışıyor. Gol için umut yok derken, Osimhen penaltıyı hem yaptırı

Kilit son maça

Alameti farikası pres olan G.Saray, oyuna fazla kreatif olamayan Torreira-Berkan'la başlayınca defansta 6, ofansta 4 oyuncu olarak ikiye bölünüyor. Dinamo Kiev savunması da ön 4'lüye önlem alınca presli oyun sahadan hızla uzaklaşıyor. Haliyle gol pozisyonu da ona eşlik ediyor! Henüz 6'da çalışılmış bir korner sayesinde Sanchez topu ağlara yollayınc

Azı dişi!

Sara'nın yokluğunu derinden hisseden G.Saray, Hatayspor karşısında tutuk, şut fakiri bir futbol sergiliyor. Dahası "veresiye satan" misali harcadıkça harcıyor bulduğu fırsatları. Bu tabloda tek etken G.Saray'ın kısır oyunu değil. Yeni teknik direktörü ve onun oyuncu seçimleriyle canlanan Hatayspor'un akılcı futbolu da var. Ki 28'de attıkları golle

Kötü futbol 3 puan

Tutuk, tıkanık ve keyifsiz bir maç... Bunda üç etken var. Birincisi olağan şüpheli: Soğuk hava ve yağmurla ağırlaşan saha İkincisi Başakşehir'in tüm futbol kurgusunu Galatasaray'ı oynatmamak üzerine yapması. Olabilir tabii ama bu agresif savunma anlayışı golü düşünmeye olanak vermiyor. Üçüncüsü Galatasaray'ın rakibinin oyununa ayak uydurması. Bırak

Ortak yok

Mottosu "konsantrasyon" ama henüz tatil ruhunu tam atamamış Galatasaray. Buna bir de Göztepe'nin, Galatasaray'ın alameti farikası olan pas oyununu bozma planı ekleniyor. Bir tarafın illa "Ben böyle oynayacağım" diğer tarafın "Ben de senin oyunu bozacağım" diye ısrar ettiği bu tablo tempolu, baskılı, zevkli ama gol pozisyonu açısından üretken olmaya

Kaptan

Umutsuzca puan isteyen Kayserispor ve sahip çıkmak isteyen Galatasaray tempolu, dengeli bir maç izlettiriyor. Öyle ki 4'te Osimhen'in penaltı golü bile dengenin bozulmasına izin vermiyor. 10 dakika sonra, Bahoken'in kafa vuruşuyla gelen golle skor dengesi tekrar sağlanıyor. 29. dakikaya kadar. Sonra Galatasaray, "Bu puanlar bana kadar" dercesine ar

Gururla...

Temponun bir saniye bile düşmediği bir karşılaşma Sahada futbolcuların performans, kenarda hocaların taktik ve skorboardda iki takımın gol düellosu var. Takım oyunundan çok bireysel başarı veya bireysel hataların damga vurduğu maçta puanlar, topla beraber bir o tarafa bir bu tarafa gidiyor. Sonunda üçü birden kendisini Galatasaray tarafına bırakıyo