Ebru Kılıçoğlu

Cumhuriyet

Ders!

İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda "Ne de olsa sınıf birincisiyim. alışmadan geçerim" rahatlığıyla çıkıyor sahaya. abalamıyor, konsantre olmuyor... Belki 4-4-2'ye dönen (ama sahaya öyle yansımayan) taktiğin etkisi var. Ama çokça "çalışkanın" seyircisi ve teknik ekibiyle Kocaelispor olmasından kaynaklanıyor bu durum. Kocaeli,

Arı kovanı!

Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır... Her iki taraf da hızlı olmaya, rakibinin oyununu bozmaya, sahaya hâkim olmaya çalışıyor. Hem ikisi de başarıyor hem ikisi de başaramıyor! Fatih Tekke, takımına iyi çalıştırdığı taktikle Galatasaray'ın oyun akışını orta sahada tıkıyor, top geçirtmiyor, pas hatasına zorluyor. G.Saray'da Okan Buruk'un pr

Yolunda...

Göztepe'nin golü; Galatasaray, madden sahada olsa da kafaca henüz maça başlamadığı bir anda; Göztepe'nin alameti farikası olan kaptı-kaçtı taktiğiyle geliyor (6-Efkan). Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen'e bırakıyor. O üzerine düşeni 19'da yerine getirip golü atıyor ama m

Osi-man

Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor. Bu süreye, rakibini şaşırtan bir baskı, pozisyonlar ve bir de Osimhen imzalı gol sığdırıyor. Bodo, rakip yarı sahaya ancak 10. dakikada geliyor ama gelir gelmez ciddi bir gol tehlikesi yaratıyor. Böylece anlıyoruz ki, fizikli, dirençli ve disiplinli

Ef-Sane etkisi

Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor. Bunda, bu oyununun Başakşehir'e "yetmesi"nin etkisi büyük. Zira onların performansı o kadar düşük ki, Galatasaray iyi oynuyor gibi gözüküyor. Sarı-Kırmızılılarda İlkay ve Sane'nin oyuna katkısı dikkat çekiyor. İki futbolcu, öz

Denge

Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş... Maçın ilk yarısının özeti bu. Sarı-Kırmızılıların her zamanki hızları presleri sahaya yansımayınca; Beşiktaş, Sergen Yalçın'ın "Cerny ile tam gaz ileri, top kime gelirse içeri" formülünü rahatlıkla uyguluyor... Sadece maçın en ciddi pozisyonlarını değil, aynı zamanda golünü (12'de Abraham)

Teselli

Frankfurt maçı yokmuş gibi yaparak bıraktığı yerden başlıyor Galatasaray... Tutuk, temposuz, vasat bir futbolla... Konyaspor ise savunmasını kalabalık, gol hedefini geride tutuyor. Golün uzak ihtimal gibi gözüktüğü maçta, Galatasaray bireysel yeteneklerini iyi kullanan taraf oluyor. Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira'nın (65) golleri,

Kral kaybederse

Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor. Rakip iyi oynadığından değil; SarıKırmızılıların konsantrasyonu dağınık olduğundan. Oysa konsantre olsa yanlış kadro seçimine rağmen tutkusunu ve dolayısıyla baskısını artırabilir. Nitekim 8'de Yunus'un güzel golü bunun kanıtı. Ama G.Saray'ın futbolu zig zaglar çizse de çoğu zaman vasatlık çi

Istıraplı avantaj

Olimpiyat Stadı'nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez; "in Seddi" misali dizilen Eyüpspor "Gelemem ben"; bütün "cicileriyle" sahada olan Galatasaray "Gidemem ben" taktiğiyle oynuyor. Galatasaray daha üstün olsa da baskısı yok, yaratıcılık yok... Uzun sıkıcı dakikaların ardından ezber bozan hamle, sonradan oyuna giren Ahmed'd

Dört dörtlük

Galatasaray, evinde konuk ettiği aykur Rizespor karşısında "dalgalı" bir futbol sergiliyor... Zaman zaman "Ben Galatasaray'ım tabii ki 3 puanı ben alacağım" özgüveniyle ön plana çıkıp oyunu domine ederken zaman zaman İlhan Palut'un 5-4-1 taktik dizilişiyle oynayan disiplinli ve hızlı takımına karşı önemli açıklar veriyor. Bu nedenle ne 20'deki Sanc