Şehirde neler oluyor

Lucca'nın ekibine gastronomi direktörü ve yönetici şef olarak Ralph Sason atandı; birliktelikleri uzun vadeli olursa bana göre markaya katabileceği çok fazla şey var. Şehrin bir başka klasiği Zuma da kışa menüsünde yeniliklerle girdi. Ton balığının yağlı karın bölgesiyle hazırlanan 'otoro sandviç' bence menüye yeni girenlerin yıldızı. Six Senses Kocataş Mansions içindeki Toro Latin Gastro Bar da kış sezonu için menüsünü yenileyenlerden...

Yıllardır koruduğu popülaritesine hiçbir zaman sırtını yaslamadı Lucca. Cem Mirap da hep "Nasılsa insanlar geliyor" kafasından ziyade "Madem buradalar, en iyisini yesinler" dedi. Sosyalleşmenin çok daha ötesinde bir şeyler oldu hep; her daim en yeni kokteylleri orada denedik, hep iyi yemek yedik. Yıllarca ilmek ilmek işleyip şehrin en sağlam markalarından birini yarattı Cem.

Ve bence şimdi de son zamanların en doğru kararlarından birini vererek Ralph Sason'u ekibine dahil edip gastronomi direktörü ve yönetici şefi yaptı.

Ralph, menüye birtakım katkılarda bulunmuş evet, ama birliktelikleri uzun vadeli olursa bana göre markaya katabileceği çok fazla şey var. Beni bu düşünceye iten, gençliğinin verdiği dinamizmden ziyade toprağa olan bağlılığı... New York ve İsviçre'de eğitimlerini tamamladıktan sonra İstanbul'a dönerek Food Department, Bowl Department ve Taco Department gibi markaları kurmuş, Patmos'un en popüler mekânında şeflik yapmış. Bu esnadaysa Almanya'ya giderek biyodinamik tarım ve 'cosmic farming' (ayın hareketine bağlı yapılan tarım uygulamaları) ile alakalı eğitim alıp araştırmalar yapmış ki geçmiş kariyerinde beni asıl ilgilendiren taraf bu oldu.Lucca'nın menüsünden limonlu levrek; Hüseyin Kılıç (solda) ve Ralph Sason

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Mutfak vizyonunu topraktan besleyen, becerilerini malzeme üzerinden köklendiren şefler yeni dünya düzenine katkıda bulunanlar olacak. Ralph de onlardan biri. Planlarından görünen o ki yaz aylarında Bodrum'daki Lucca'da bu anlamda çok daha fazla şey yapacak. Ralph menüye bolca sebzenin yanında 'taco' ve 'nigiri' gibi yeniler de eklemiş. Halihazırdaki karpaçyoyu 'MediterrAsian' yani Akdeniz-Uzakdoğu malzeme ve tekniklerinin harmanlandığı bir yaklaşımla yerfıstığı ve wasabi'li sosla yorumlayıp yukarılara taşımış. İyi yemek, sakin servis ve biraz da şefle sohbet için özellikle öğle saatlerinde gitmenizi öneririm.Zuma'nın nigiri tabağı ve İstinye'deki Zuma
Kaburgalı Japon mantısı

strong class'read-more-detail'Haberin Devamı

Şehrin bir başka klasiği Zuma da kışa menüsünde yeniliklerle girdi. Zuma sadece Türkiye'de değil, kurulduğu 2002 yılından bu yana tüm dünyada Japon mutfağına olan sempatiyi arttıran bir marka. Çünkü Japon mutfağının konservatif yanını yumuşattı, geleneksel soslarla malzemeleri daha da çekici ve lezzetli kılan taraf oldu. Dünyanın neresine giderse gitsin yakaladığı başarının sebebinin arkasında da bu yatıyor. Yıllar geçse de Zuma'ya her gittiğinizde arayacağınız ve menüden kalkmamasını arzulayacağınız şeyler var; miso'lu morina balığı veya özel sosuyla kübik kesimli göbek salata gibi... Ama yine de menüye yeni girenlere bir şans vermenizi tavsiye ederim.