Tüm yıl boyunca beklenen o gece...
Türkiye gastronomi dünyasının nabzının attığı, şeflerin aylarca hazırlandığı, sektörün heyecanla tek bir noktaya kilitlendiği o gecede Michelin, 2026 Türkiye seçkisini açıkladı. Her sene yeni sürprizlere sahne olan tören, bu yıl özellikle İzmir'in bir restoranının iki yıldızla onurlandırılmasıyla tarihe geçti. Önümüzdeki yıl itibarıyla Michelin'in tüm Türkiye'yi kapsayacak olması ise oldukça önemli bir duyuruydu. Üç restoran ilk kez yıldız aldı, üç yeni yetenek özel ödüllerle sahneye taşındı. Ama gecenin en büyük merakı -ve bence en heyecan verici bölümü- ilk kez seçkiye dahil edilen Kapadokya'nın nasıl bir tabloyla karşımıza çıkacağıydı.
Kapadokya Bölgesi'nden tam 18 restoranın rehbere girmesi beklenmedik ve güzel bir sürprizdi. Michelin Rehberi'nin Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec bunu şöyle açıkladı: "Rakamlardan daha etkileyici olan, o restoranların taşıdığı ruh oldu. Kapadokya'da efsanevi Türk misafirperverliğinin ötesinde, hayatın yalın zevklerini acele etmeden tatmaya davet eden bir sıcaklık var. Bu anlayış yemeklere de yansıyor. Gelenek, saygı ve teruar burada derin bir anlam taşıyor."
Haberin DevamıKADIN EMEĞİYLE BÜYÜYEN İŞLETMELER
Kapadokya'dan rehbere giren 18 restorandan biri -Revithia- bir yıldız aldı; beşi Bib Gourmand ile fiyat-lezzet başarısını tescilledi, diğerleri ise tavsiye listesine yerleşti. Fakat benim en çok dikkatimi çeken -ve bence bu yılın en güçlü toplumsal mesajı- listeye giren yerlerin büyük bölümünde mutfağın kadınlar tarafından yönetiliyor olmasıydı. Kooperatif modeliyle çalışan, kadın emeğiyle büyüyen yerel işletmelerin Michelin tarafından görünür kılınması, Türkiye gastronomisi adına son derece kıymetli bir kırılma anıydı. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Kapadokya yalnızca coğrafi olarak değil, kültürel olarak da yeni bir gastronomi sayfası açıyor. Köklerin bilgeliğini kadın emeğiyle birleştiren bu yaklaşım, Türkiye'nin gelecekteki gastronomi vizyonuna dair çok net bir işaret.
Haberin DevamıBir başka sürpriz ise İzmir'den geldi. Sonunda iki yıldızlı bir restoranımız daha oldu; Vino Locale. Şef Ozan Kumbasar'ın mutfağı, Ege teruarını Tayland'dan Japonya'ya uzanan ince dokunuşlarla buluşturuyor; yerellik merkezde kalırken dünya mutfaklarının zarif nüansları tabaklara ustalıkla işleniyor. Şehrin hemen dışında, doğanın tam ortasında konumlanan restoran, bulunduğu toprağa ait olma hissini güçlü bir şekilde yansıtmasının ödülünü İzmir'in ilk Türkiye'nin Turk Fatih Tutak'tan sonra ikinci iki Michelin yıldızlı restoranı ilan edilmesiyle almış oldu. Ozan Şefin eşi Seray Kumbasar da geçtiğimiz yıl en iyi sommelier ödülünü almıştı.
UNUTULMUŞ TARİFLER YENİDEN CANLANDI
Haberin DevamıBu yıl üç farklı şehirden üç yeni restoran ilk Michelin Yıldızını alarak, Türkiye mutfağının farklı coğrafyalarda ne kadar güçlü ve özgün seslere sahip olduğunu bir kez daha gösterdi. Kapadokya'nın ilk yıldızını alan Revithia, neredeyse unutulmuş tarifleri bugünün dokusuyla yeniden canlandıran bir mutfak dili sunuyor. Kayakapı bölgesinde yer alan restoran, sütte kuzu, fermente tahıllar ve tarhana gibi bölge hafızasına köklenen tarifleri Şef Duran Özdemir'in canlı ve derinlikli vizyonuyla modern bir hikâyeye dönüştürüyor. Burası yalnızca bir restoran değil, adeta bölgenin toprak belleğini yeniden seslendiren bir mutfak sahnesi. İstanbul'daki Araf, Kenan ve Pınar Korgan Çetinkaya çiftinin ateşin başında ördüğü minimal ama çarpıcı bir evren. Küçük tezgâh restoranın cesur doğası; ürüne saygıyı, teknik ustalığı ve Türk lezzetlerinin en saf hâlini öne çıkarıyor. Bodrum'daki Mezra Yalıkavak ise, Şef Serhat Doğramacı'nın koruma altındaki Türk ürünlerini ve ata tekniklerini taşıyan güçlü bir mutfak mirası sunuyor. Bu üç yeni yıldızla birlikte Türkiye'de Bir Michelin Yıldızlı restoran sayısı 15'e yükselmiş oldu.
Haberin DevamıSADECE MUTFAK DEĞİL KÜLTÜRE DE SAHİP
Michelin'in uygun fiyatla mükemmel lezzeti onurlandırdığı Bib Gourmand kategorisine de bu yıl 16 yeni restoran eklendi. Böylece Türkiye'de toplam sayı 39'a ulaştı. İzmir'de Kemal'in Yeri Mülkiyeliler Birliği ve Partal Kardeşler yerel geleneklerin nasıl büyük bir sadelikle parlayabileceğini kanıtlarken; Muğla'da Mandalya ve Mezegi, taze ve hesaplı lezzetleriyle beklentileri boşa çıkarmadı. Kapadokya ise sahneye güçlü bir giriş yaptı: Beş Bib Gourmand, bölgenin misafirperverlik mirasını taşırken Babayan Evi hem bu kategoriyi aldı hem de Yeşil Yıldız ile sürdürülebilirlik alanında özel bir yere oturdu. Bu tablo, bölgenin yalnızca mutfağı değil, kültürüyle de geleceğe seslenen bir gastronomi yaklaşımına sahip olduğunu gösterdi.

3