Sadr Irak siyasetini yönlendirmeyi sürdürüyor

BİLGAY DUMAN- Şu sıralar Irak, keskin bir virajdan geçiyor. Yaşananlara bakılacak olursa, oldukça da uzun bir viraj. Irak'ın bu virajı nasıl alacağı sadece ülke içini etkilemeyecek. Irak'ın aracı yoldan çıkarsa, bölgesel ve hatta küresel siyaseti etkileyebilecek bir kaza yaşanabilir.Irak'ın içerisinde olduğu araçta şimdilik "sürücü" Sadr gibi görünüyor. Zaman zaman kontrolü kaybediyor gibi gözükse de, sosyal tabandaki etkisi ve kitleleri yönlendirme gücünü elinde bulundurması en büyük kozu. Bu noktada Sadr'ın "toplumsal muhalefete" güvendiğini söylemek yanlış olmaz. Sadr'ın rakipleri olan ve mevcut durumda "şimdilik" ortak hareket edebilen İran'a yakın Şii grupların oluşturduğu Şii Koordinasyon Çerçevesi isimli yapı da, "toplumsal muhalefetin" gücünün farkında. Hatta Sadr taraftarlarının yaptığı gösterilere karşı, kendi adlarına bu toplumsal muhalefeti kullanmaya çalışsalar da, pek başarılı değiller.Nitekim, 5 Ağustos'taki son Cuma namazını, gösterilerin yapıldığı ve devlet kurumlarının olduğu "Yeşil Bölge"de kıldıran Sadr'ın, parlamentodan çekilse de "sokak siyaseti" sayesinde siyasal sistemi halen yönlendirebildiği görülüyor. Sadr, taraftarlarına talepleri yerine gelene kadar oturma eylemlerine sürdürme çağırısı yaparken, etki ettiği sosyal tabanı da genişletmeye çalışıyor. Sadr, aşiretleri ve Haşdi Şaabi destekçilerini de gösterilere davet ederek, toplumsal tabandaki protestoları farklı seviyelere taşıyıp, çok yönlü bir "toplumsal muhalefet" oluşturma peşinde.Talepleri nelerSon yaşananlar, Sadr'ın, Irak'taki siyasal sistemi değiştirmedeki ısrar ve kararlılığının göstergesi. Zaman zaman protesto gösterilerinde (Muharrem ayının başlaması ve Şiilerin yas ritüeli nedeniyle) Şii kimliğinin vurgulanması, Sadr'ın toplumun tamamındaki inandırıcılığı konusunda şüpheler uyandırsa da, yolsuzluk, milli kimlik gibi ülkenin tüm kesimlerini ilgilendiren konulara değinmesi ve "Değişim isteyenler beni takip etsin" çağrısı yapması kapsayıcı söylem üretmeye çalıştığını gösteriyor.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6805857;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6805857;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardusunenlerin-dusuncesisadr-irak-siyasetini-yonlendirmeyi-surduruyor-6805857' });Bununla birlikte Sadr'ın, rakiplerini sokaklardan uzak tutmakla birlikte, Irak siyasetini yeniden dizayn etmeye giriştiği de görülüyor. Seçimlerin galibi olmasına rağmen parlamentodaki vekillerinin istifasıyla siyaset içerisindeki kozunu kaybeden Sadr'ın, toplumsal muhalefet sayesinde bu kozu da geri almaya çalıştığı da söylenebilir.Bu süreçte mevcut Başbakan Mustafa el-Kazimi, tüm taraflara "diyalog" çağrısı yaparak, "ulusal temele dayalı çözüm inisiyatifi" başlatılmasını ve "ulusal reform mekanizması" kurulmasını istedi. Ancak Kazımi'nin bu adımının "geç kalınmış" olduğunu belirtmek mümkün. Zira Kazımi'nin "başbakan" olarak şimdiye kadar "somut" bir adım atmamış olması, çağrısının inandırıcılığını zayıflatmış görünüyor. Nitekim Sadr, Kazımi'nin çağrısına olumsuz yanıt verdi ve süreç başlamadan bitmiş oldu.Öte yandan Sadr, gösteriler sürerken Irak'ı yeni bir sürece