Dijital çağın meslekleri için klasik üniversite modelimiz yeterli midir -2-

Prof. Dr. Ali Kahriman - İstanbul Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı - Sanayi sektörü, özellikle işverenlerin ihtiyaçları ile işçilerin becerileri arasındaki boşluktan çok etkilenmiştir. Üniversite mezunlarının sayısının arttığı bir dönemde, bazı şirketlerin boş pozisyonları doldurmak için daha spesifik becerilere olan talebin de etkisi ile lisans- lisansüstü havuzundan çok üniversite öncesi adayları hedeflediği görülmektedir. Gerçekte, işgücünün gelecekteki potansiyeli sadece mevcut becerilerin hazır bulunabilirliğine değil, aynı zamanda mevcut iş rolleri ve sorumluluklarının derhal devredilmesinin ötesinde yeni beceriler edinip uzmanlık öğrenmeye ve kapasitesini geliştirme yeteneğine de bağlı olacaktır.Bu perspektif; iş dünyası ve üniversitelerin, öğrencileri bu yeni meslekler dünyasına hazırlamak, sınıf dışında ödüllendirici ve tatmin edici bir yaşam için gerekli becerileri kazandırmak için iş birliği yapmalarını kaçınılmaz kılmaktadır. Her ne kadar kuruluşlar, sürekli eğitim yoluyla çalışanlarının teknik becerilerine ince ayar yapabilse de karmaşık problem çözme becerilerinin geliştirilmesi ancak bu iş birliği ile mümkün olabilecektir.Yüksek öğrenimi tek ve bitmiş bir proje olarak değil, sürekli bir 'öğrenme döngüsünün' bir parçası olarak görmek gerekmektedir. Aynı zamanda daha fazla erişim noktasının açılacağı, çevrimiçi öğrenmenin genişliğinin ve kullanılabilirliğinin yanı sıra kampüs tabanlı, karma seçeneklerin ortaya çıkacağı bir zincirin başlangıç halkası olarak işlev görmelidir. Bu pencereden bakıldığında, üstünlüklerini korumak için üniversitelerin, endüstri iş birliğine daha kapsamlı projelerle eğilmeleri gerekecektir. Ayrıca, öğrenme-kazanma hattı daha yakından bağlantılı hale geldikçe, iş deneyimi daha da büyük önem kazanmaktadır. İstihdam edilebilirlik bir yana öğrencilere akademik bilgilerini işyerinde uygulamaları için destek verilebilecektir. Öğrencilerin pratik uygulamalara erişebilmeleri aynı zamanda potansiyel olarak değerli bir profesyonel iletişim ağına erişmelerini de kolaylaştıracaktır.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6836369;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6836369;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardusunenlerin-dusuncesidijital-cagin-meslekleri-icin-klasik-universite-modelimiz-yeterli-midir-2-6836369' });Üniversiteler; gelişmekte olan becerileri, müfredatlarına dahil ederek, başarılı bir kariyerin temelini oluşturacak çok disiplinli, yetenekleri beslemeye odaklanarak, lisansüstü istihdam edilebilirlik sonuçlarını iyileştirebilirler. Statülerini; yalnızca akademik mükemmelliğin odağı olarak değil, aynı zamanda yaşam boyu öğrenmeyi desteklemeye kararlı kurumlar olarak da güçlendirebilirler.Öte yandan iş piyasası değişmeye devam ettikçe, insanları; 20, 30, 40 yıl içinde yeni iş ve mesleklere hazırlayabilmek için eğitimin on yıllar öncesinden başlatılması gerekmektedir. İnsanları 50 yaş ve üzeri