Birleş(eme)miş Milletler

Ege Doğaç Erdoğan - KKTC'de yaşanan gerginlik gündeme bir kez daha Birleşmiş Milletler Barış Gücü yapısını getirdi. Kıbrıslı Türklerin Pile'den KKTC'ye geçişlerinin bir çileye dönüştüğü ve bunun çözüme ulaştırılması gerektiği tartışılmaz. Olaya bir başka perspektiften bakarak sadece Kıbrıs özelinde değil, genel olarak BM barış güçleri'nin yetersizliğini ve hatta acizliğini tartışmak gerek. KKTC'den gelen görüntülerdeki itiş kakış hakikaten de BM'nin ne kadar gülünç bir duruma düştüğünü gözler önüne seriyor.Son yaşanan olaya bir de tersinden bakalım. Düşünün ki, Türk değil de Rum tarafı, haklı değil de haksız olduğu bir konuda, Barış Gücü askerleriyle bu şekilde karşı karşıya gelseydi. Bu şekilde eli kolu bağlı dayak yiyen bir Barış Gücü ne barıştan ne de bir güçten söz edebilir.Yaptırım gücü yokKenneth Waltz'un sansasyonel bir şekilde tanımladığı biçimde uluslararası ilişkilerde bir "devletler arası anarşi"den sözedebiliriz. 'Herkesin herkesle savaşı' durumundan 'meşru şiddet kullanma tekeli'ne geçişi uluslararası arenada hayata geçirmek için son bir kaç yüzyıldır bir uğraş süregelmektedir. Modern tarihe baktığımızda Kant'ın kozmopolitanlık ve evrensellik hakkındaki yazdıklarından beri devam eden bu çaba, eski ABD Başkanı Wilson'un Milletler Cemiyeti projesi ile denenmiş, günümüzde Birleşmiş Milletler çatısı altında vücut bulmuştur.Ancak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun yaptırım gücü yoktur. BM Güvenlik Konseyi'ne bu yetki tanınmış olsa da BM kendi yaptırımlarını uygulama kudretine sahip değildir. BM'nin kendine ait bir ordusu yoktur. Üye ülkelerden gelen katılımlara ve paraya muhtaç durumdadır. Bir başka deyişle halihazırda küresel bir "meşru şiddet kullanma tekeline" sahip bir kurum yer almamaktadır. Bu tarz bir 'dünya hükumeti'nin de tabii ne kadar sağlıklı olup olmayacağı da ayrı bir tartışma konusudur. Ancak gerçek şu ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Daha Adil Bir Dünya Mümkün" kitabında vurguladığı gibi BM maalesef kuruluş sözleşmesinde yer alan amaçlarını yerine getirmekte etkisiz kalmaktadır. Ayrıca yine Erdoğan'ın altını çizdiği BM Güvenlik Konseyi'nin 2. Dünya Savaşı'ndan kalan son derece adaletsiz yapısı, en son örneği Ukrayna-Rusya savaşında görüldüğü şekilde en kritik krizlerde sadece bir daimi üyenin vetosuyla tamamen kilitlenmeye mahkumdur.var taboolaDivId "";var taboolaPlacement "";if (adServiceConfig.isMobile()) {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_mobile1_milliyet-" 6996932;taboolaPlacement"Mid Article Thumbnails_mobile1_milliyet";}else {taboolaDivId "mid-article-thumbnails_desktop1_milliyet-" 6996932;taboolaPlacement "Mid Article Thumbnails_desktop1_milliyet";}window._taboola window._taboola || ;_taboola.push({ mode: 'thumbnails-mid-a', container: taboolaDivId, placement: taboolaPlacement, target_type: 'mix' });_taboola.push({ article: 'auto', url: 'https:www.milliyet.com.tryazarlardusunenlerin-dusuncesibirlesememis-milletler-6996932' });BM Güvenlik Konseyi'nin karar alabildiği durumlarda gönderdiği 'barış