Dünyanın en prestijli ve en büyük endokrinoloji derneklerinden biri olan Endocrine Society'nin Obezite Grubu'nun kurucu başkanı olarak ve bu ilaçları 2014 yılından bu yana iki binden fazla hastama reçete etmiş bir hekim olarak konuyu ele alma gereği duydum.
GEÇEN gün haberlerde "zayıflama iğneleri felç riskini artırıyor" başlıklı bir haber gördüm. İlgimi çekti; çünkü çok iyi bildiğim bir araştırmadan bahsediyordu. Oysa araştırmada gösterilen şey şuydu: Bu ilaçlar felç riskini artırmıyor, aksine azaltıyordu; ancak bırakıldıklarında bu azalan risk tekrar eski seviyesine geri geliyordu. Yani verilen mesaj tamamen farklıydı.
Araştırmanın asıl söylediği şuydu: Bunlar 3–5 ay kullanılıp bırakılacak ilaçlar değildir. Obezite kronik bir hastalıktır ve en az birkaç yıl süren tedavi gerektirir. GLP-1 ve GIP analogları bu süreçte inme (felç) riskini anlamlı oranda azaltır. Ancak sonuçta popülist ve yanlış bir haber dili, doğru bir araştırma makalesini amacından saptırarak birçok hastayı korkuyla tedavi dışı bırakıyordu.
Haberin DevamıBunun üzerine, eğrisiyle doğrusuyla son 15 yılımı adadığım obezite hastalığının tedavisinde kullanılan bu ilaçları anlatmaya karar verdim. İlk başta detaylı anlatmaktan çekiniyordum; çünkü herkesin tıbbi durumu farklıdır ve ilaçlar çok boyutlu tıbbi değerlendirmeler sonucunda kişiye özel verilen kararlardır. "Biri yanlış anlar mı, sınırlı sayıda kelimeyle detaylarını anlatamazsam eksik mi kalır" diye imtina ediyordum. Ancak konu yanlış ve popülist bir algıyla çok daha problemli bir hâl aldı.
Baştan tekrar etmek isterim ki; bu alanda kendi ilacının patenti olan, ancak test süreçlerini en ufak bir zarar ihtimaline karşı on yıllara yayan bir biliminsanı olarak, bu yazıda bahsettiğim piyasadaki hiçbir ilacın üreticisini savunmuyor, en ufak bir maddi ya da manevi menfaat sağlamıyorum. Bu nedenle gönül rahatlığıyla yazıyorum.
Son yıllarda "zayıflama iğneleri" etrafında öyle bir gürültü oluştu ki, iş tıbbi gerçeklerden uzaklaşıp popüler korkuların gölgesine düşmeye başladı. "Felç riskini artırıyor", "kör ediyor", "kanser yapıyor" gibi iddialar manşetleri süslüyor; oysa bu başlıkların arkasındaki bilimsel mesaj çoğu zaman tamamen başka bir şey söylüyor. Konu tıbbın bir alanı olmasına rağmen, birkaç gazete haberi ya da sosyal medya paylaşımıyla ahkâm kesmek, insanların gerçek tedavilerden uzaklaşmasına yol açıyor.
Haberin DevamıZAYIFLAMA DEĞİL OBEZİTE İLACI
İlk olarak şunu netleştirmek gerekiyor: Bu ilaçlar "zayıflama iğnesi" değildir. Zaten hap formu da vardır.
Bunlar, obezite ve diyabet tedavisinde vücuttaki eksilmiş fizyolojik mekanizmaları yerine koyan replasman tedavileridir. Tıbbi endikasyonla, hekim kontrolünde, kişiye göre doz ayarlanarak ve multidisipliner bir ekibin takibiyle uygulanmaları gerekir. Doğru beslenme, protein ve liften zengin diyet, egzersiz, kas kaybını önleyecek direnç antrenmanı, vitamin–mineral dengesinin korunması… Bunların hepsi tedavinin ayrılmaz parçalarıdır.
Bilinçsiz kullanım malnütrisyona kadar giden sorunlar yaratabilir; ancak bu durum ilaçların "korkunç" olduğu anlamına gelmez. Yanlış kullanımla doğru bir ilacı bile zararlı
hâle getirebilirsiniz.
Amerika'da obezite tıbbı, ayrı bir üst ihtisas yan dalıdır ve özel bir sınava tabidir. Beslenmesinden psikoterapisine, cerrahisinden endoskopik yaklaşımlarına, ilaç kullanımından fizyoterapisine kadar çok kapsamlı bir değerlendirme ve tedavi planı içerir. Bu, yaşam koçunun, sağlık koçunun, komşunun ya da akrabanın yöneteceği bir süreç değildir. Multidisipliner bir ekip gerektirir.
OBEZİTE NEDEN İLAÇLA TEDAVİ EDİLİR
Obezite; yağ dokusunu ve enerji regülasyonunu yöneten mekanizmalardaki bozukluklara bağlı, kronik ve inflamatuar bir hastalıktır. Beyindeki açlık–tokluk merkezleri, tüm organlardan gelen sinyalleri toplayarak şu sorulara cevap verir:
"Ne kadar enerji var Ne zaman yemek yemeliyim Aç mıyım, tok muyum Enerjiyi yakayım mı, depolayayım mı"
Haberin DevamıBunun üzerinde, yeme arama davranışını yöneten hedonik bir bölge daha vardır. Sinirliyken yediren, üzgünken yediren, televizyon izlerken sıkıldığınız için yediren bir sistemdir bu. Varoluş için beyin böyle yaratılmıştır. Ancak kilo vermek, bu sisteme "yok oluş" sinyali gönderir ve birçok geri bildirimle kilonun geri alınmasına yol açar.
Obezite hastalığında bu mekanizmaların birçoğunda bozukluk vardır. Sebepleri günlerce tartışılabilir; ancak bugün sonuçtan bahsedeceğiz.

3