Gökyüzünde sağlık 2... Yüksek irtifada 7 sessiz tehlike
Uçak yolculuklarında dehidratasyon belki en sık karşılaştığımız sorun ama uçuş sırasında vücudu zorlayan başka birçok tehlike daha var.
UÇAKTA cevap verdiğim doktor anonslarının en sıkıntılılarından biri, fark etmeden yediği fıstıklı lokumdan anafilaksi şoka girip boğazı kapanan, moraran ve nefes alamayan Asyalı bir yolcuydu. Neyse ki, yolcunun ağır fıstık alerjisi yakını tarafından biliniyor ve geçmiş anaflaksi öyküsü vardı. Üzerinde alerji kolyesi vardı ve çantasında Epi-pen taşıyordu. Bu durum bana ciddi zaman kazandırdı; kendi enjektörüyle uyguladığım adrenalin sayesinde, okyanusun üzerinde en yakın kara 1 saat uzaklıktayken hastanın hayatı kurtuldu.
İşte o gün öğrendim ki: Kabin ekibinin ölüm kalım halinde bile ilaç verme yetkisi yok. Yalnızca kalp masajı ve temel yaşam desteği uygulayabiliyorlar.
Haberin DevamıDehidratasyon, uçakta yaşanan sağlık sorunlarının en sık görülenlerinden biri. Ancak gökyüzünde, kapalı, basınçlı ve nem oranı düşük bir kabinde geçirilen saatler vücudumuza tahminimizden çok daha fazla stres yüklüyor. İşte uçuş sırasında karşılaşabileceğimiz diğer önemli sağlık riskleri ve bunlardan korunma yolları:
1- Gıda Alerjisi ve Anaflaksi: Uçuş sırasında sunulan yiyecek ve atıştırmalıklar, bazı yolcular için ciddi alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Fındık, kabuklu deniz ürünleri gibi yaygın alerjenler, farkında olmadan temas ya da solunum yoluyla bile anafilaksi riskini tetikleyebilir.
- Alerjisi olan bireylerin mutlaka alerji bilekliği veya kolyesi takması gerekir.
- Ciddi alerjisi olan yolcular, yanlarında adrenalin oto-enjektörü (Epi-pen olarak bilinir) ve antihistaminik ilaçlarını taşımalıdır.
- THY uçakları bu konuda çok donanımlı. Resmen mini bir operasyon yapabilecek teçhizat ve ilaç kutusu var. Ama unutulmamalı ki uçakta bir doktor yoksa, kabin ekibi ellerinde ilaç bulunsa bile bunları uygulamaya yetkili değildir. Hayati ilaçlarınızı ve reçetelerini yanınızda taşıyın.
Haberin Devamı2- Damarda Pıhtı Riski: 3-4 saatten uzun süre hareketsiz oturmak, özellikle bacaklardaki derin toplardamarlarda pıhtı oluşumuna neden olabilir. Bu pıhtı, akciğerlere giderse hayatı tehdit eden pulmoner emboliye yol açabilir.
- Türkiye'de oldukça yaygın olan MTHFR gibi genetik mutasyonlar ve pıhtılaşma eğilimleri, bu riski daha da artırır. Bu riski azaltmak için her 1–2 saatte bir kalkıp yürüyün, bol su için, bacak egzersizleri yapın.
- Risk grubundaysanız doktorunuza danışarak uçuş sabahı düşük doz aspirin alabilirsiniz.
3- Hipoksi (Düşük Oksijen Seviyesi): Uçak kabinleri deniz seviyesinden daha düşük basınca ayarlandığından, oksijen doygunluğu yüzde 90'ın altına inebilir. Sağlıklı bireyler bunu tolere edebilir, ancak kalp, akciğer ya da kansızlık (anemi) problemi olanlar için bu durum nefes darlığı, çarpıntı ve baş dönmesi yaratabilir.
Haberin Devamı- KOAH benzeri kronik hastalığı olan bireyler, uçuş öncesi mutlaka doktoruyla görüşmeli ve gerekirse havayolu şirketine ekstra oksijen talebi bildirmelidir.
4- Basınç Değişimine Bağlı Sorunlar: Kalkış ve iniş sırasında yaşanan basınç değişiklikleri, özellikle kulak zarını ve iç kulak dengesini etkiler. Ayrıca bağırsak gazlarının genişlemesi, karında şişkinlik ve kramp benzeri ağrılara neden olabilir.
- İniş ve kalkışta sakız çiğneyin, burun açıcı sprey kullanın. Kulak tıkanmasını azaltmak için "Valsalva manevrası" uygulanabilir.
- Bebeklerde basınç değişimini azaltmak için kalkış ve inişte emzirmek ya da biberon vermek etkili olur.