Günümüzde kimi yöneticilerin uyguladıkları stratejilerin sonuçları görüldükçe yöneticilere ilişkin araştırmalar da çoğalıyor. Çünkü aynı insan kaynağı, aynı ekonomik imkanlar, aynı çevresel imkanlar kısacası tüm değişkenler aynı olduğu halde bir yöneticinin elinde batmaya yüz tutan bir şirket, başka bir yöneticinin elinde kısa zamanda durumunu düzeltip gelişebiliyor. Aradaki bu fark nedir acaba
Farklılığını fark ettiren yöneticilerin ellerindeki sihirli değneğin ne olduğunu düşündünüz mü hiç
Executive Excellence dergisinin bir araştırmasında yöneticilerin duyguları ve kişisel alışkanlıkları ele alınmış. Araştırmaya dahil edilen yöneticilerin ortak özellikleri; kısa zamanda yüksek performans gösterip üst düzey yöneticiliğe getirilen uygulamacılar olmalarıdır. Bu uygulamacılar içinde fabrika yöneticileri olduğu gibi, şirketler grubu başkanları, bazı işletmelerin birim sorumluları, yönetim bilimi konusunda adından söz ettiren hocalar da yer almıştır.
Araştırma sonuçları birçok yetişmekte olan yönetici ve yönetici adaylarına yol gösterici verileri içermiş hatta aynı çalışma daha geniş örneklem grubuyla yeniden yapılmıştır.
Ulaşılan sonuçlara göre kısa zamanda terfi ederek tepe yöneticiliğe gelen veya yönetim uygulamaları konusunda adından söz ettiren yöneticilerin duygusal özellikleri ve kişisel alışkanlıklarından bazıları şöyledir:
Yöneticilerin başarı güdüleri yüksektir. Başarılı olmayı, kısa zamanda bir yere gelmeyi, başarılarının başkaları tarafından görülmesini istiyorlar.
Duygusal açıdan zengin bir yaşantıları vardır. Monotonluğu sevmezler dolayısıyla rutin çalışmalardan kaçınırlar.
İnsanlarla çok rahat iletişim kurarlar. Liderlik özellikleri vardır, ön planda olmayı ister, kişileri ezmemeye özen gösterirler.
Başkalarından çok kendilerini sorgulama eğilimindedirler. Çok düşünür az konuşurlar. Kendilerinden emin bir görüntü sergiler, bunu görüntü olsun diye değil gerçekten yaşayarak yaparlar.
Aile hayatları düzenlidir ve aile içi iletişimde de en az işteki kadar başarılıdırlar.
Dikkatleri yoğundur, özellikle seçici dikkatleri farklarını hemen ortaya koyar. Ayrıntılar arasındaki sebep-sonuç ilişkilerini rahatça görürler ve muhakemeleri güçlüdür.
Olaylara yapıcı yönden yaklaşırlar yani bardağın dolu tarafını daha önce görürler. Ama orada kalmaz bardağın kalan yarısı için mücadeleci olurlar. Kısacası hayatlarında olumlu düşünce hakimdir.
Duygusal zekâları gelişmiştir, beyinlerinin her iki tarafını da etkin biçimde kullanırlar.
En ayırıcı özelliklerinden birisi değişime açık olmalarıdır. İhtiyacın gerektirdiği değişimi gerçekleştirmeye çalışırlar. Bütün bunlar için önce insanları ikna etmeyi denerler.