Mevcut şirketlerin ezici bir çoğunluğunu oluşturan aile şirketlerine yönelik çalışmalar her geçen gün artıyor. Geniş bir yelpazede yer alan bu çalışmaların içinde belki de en önemli ve belirleyici başlıklardan birisi hiç kuşkusuz mülkiyet devri ve aile şirketini yarınlara taşıyacak liderin seçimidir.
Mülkiyet devri ve lider seçiminin önemli olduğunu, sanıyoruz ki vurgulamaya ihtiyaç yoktur.
Nitekim bu konudaki uygulama hatalarının çoğu zaman kurumun dağılmasına ve yok olmasına neden olduğu bilinmektedir. Şunu belirtmeliyiz ki gerek dünyada gerekse ülkemizde mevcut şirketlerin çoğunluğunun aile şirketi olmasına paralel olarak yine çoğunluğu, kurucunun yönetimi döneminde bulunuyor.
Sosyal bir canlı olan kurumun doğması, büyüyüp gelişmesi ve gün geldiğinde yavaşlayıp yaşlanması ve dağılıp yok olması doğal bir süreçtir. İşletmelerin temel hedeflerinin bu yaşam döngüsünün süresini arttırmak olduğu, olması gerektiği bilinen bir gerçektir. Bütün işletmeler bunu istemekle yani yaşam sürelerini uzatmak ve bunun için önemli çabalar göstermekle birlikte başarılı olanların sayısı çok azdır. Her yüz aile şirketinden ancak 20'sinin ikinci kuşağa geçebilmesi ile de bunu anlıyoruz. O halde aile şirketleri adına karşımızda önemli bir sorun var: Kurum, devamlılığını sağlamak ve uzun ömürlü olmak için ne yapacaktır
Bu karmaşık sorunun tek bir cevabı olmamakla birlikte cevapları oluşturacak alt başlıklar bellidir. Aile şirketi; ömrünü uzatmak için kurumsallaşmalıdır, yeni kuşakları iyi yetiştirmelidir, profesyonellere daha fazla yer vermelidir, kuruluş ve gelişme döneminden sonra riskler karşısında daha dikkatli olmalıdır, bir aile meclisi oluşturmalı ve aile anayasasını hazırlamalıdır. Bütün bu hazırlıkların içinde mülkiyet devrinin özel bir yeri vardır. Bu özel yerin nedeni mülkiyet devrinin sadece mülkün yani maddi değerlerin yönetiminin yer değiştirmesi değil aynı zamanda yönetim erkinin yani liderliğin de el değiştirmesidir. Dolayısıyla aile şirketlerinin; kurumsallaşma çalışmalarında öncelikle ve özellikle kurumu kimlere, ne zaman, nasıl devredeceklerine ve maddi değerleri ne şekilde aktaracaklarına özel bir önem vermeleri ve hatta bu konuyu asıl iş konuları kadar önemseyip bir proje gibi üzerinde çalışmaları sadece gerekli değil zorunludur.
Aile şirketleri ile ilgili danışmanlık deneyimlerimize baktığımızda görüyoruz ki çoğu kurucu, bu mülkiyet devrini düşünülecek en son konu olarak görüyor. Bu konu öylesine ihmal ediliyor ki kurucu hayattayken gerçekleşen devir sayısı oldukça azdır.
Kurumsallaşma çatısı altında stratejik bir konu olan; aile şirketlerinde varislerin seçimi, mülkiyet devri ve lider seçimi konusunda öne çıkan kimi temel sorunları ve bunların olası çözümlerini birkaç madde halinde sıralamaya çalışalım.
Aile şirketinin yaptığı iş (tekstil, inşaat, gıda, otomotiv vb.) ne kadar önemli, piyasaları takip ne kadar gerekli, harcamaların kontrolü ne kadar kritik ise yeni kuşakların yetiştirilmesinin de en az bunlar kadar önemli, gerekli ve kritik olduğu unutulmamalıdır. Ne yazık ki çocukları 20 - 25 yaşına geldiğinde bunu hatırlayan ve gecikmiş olduğunu gören işletmelerimiz az değildir.
Varis seçimi, zor bir süreçtir. İşini tırnaklarıyla kuran kurucu ya da kurucuların belirli bir noktaya getirdikleri işi, yapıyı, parayı, binaları, mülkleri, pazarları, markaları… her ne kadar çocukları ya da akrabaları da olsa bir başkasına bırakma zorlukları vardır. Çünkü büyük zorluklarla bir araya getirilmiş varlığın el değiştirmesi bir yana bu varlığın korunması daha da büyük önem arz ediyor.
Gerek teorik araştırmalar gerekse aile şirketlerine yönelik uygulama deneyimlerine bakıldığında aile şirketlerinin varlığın el değiştirme sürecinde önceleri durağan bir seyir, ardından da çoğunlukla azalan bir eğriye yöneldiğini gösteriyor. Bunun başlıca nedeni yeni kuşakların yeterince yetiştirilmemesi, varis seçiminin doğru yapılmamasıdır.
Mülkiyet devri ve varis seçimi ile ilgili önemli bir nokta devredecek kişi buna hazır ve razı olsa bile genellikle devir alacak kişinin hazır ve razı olmasında da ciddi sıkıntılar olabilmektedir. Çünkü, bu devri üstlenecek birden çok kişi yani varis adayı vardır. Mal mülkiyeti birden çok kişiye paylaşılabilir ama tepe yönetim ve nihai karar statüsü tektir ve tek olmalıdır. Yani liderlik işi birden çok kişiye paylaştırılamaz. Şu hâlde ailenin bir lider adayı belirlemesi mühimdir.
Lider adayı nasıl belirlenecektir İş, bu adaya ne zaman ve nasıl verilecektir Bu çok önemli iki sorunun net, standart bir cevabı yoktur. Olması da doğru olmaz. Çünkü, her aile şirketi farklı bir aileyi, kültürü, değerler sistemini içerir. İşte bu doğal farklılıklar analiz edilerek aileyi, şirketi, kurucuyu en iyi biçimde temsil edeceğine inanılan kişinin lider adayı olarak belirlenmesi, bu yönde yetiştirilmesi ve hazır olduğunda bu göreve getirilmesi gereklidir.
Daha okul sıralarındayken hatta daha erken yaşlarda evde anne-baba-çocuk arasındaki etkileşim ve iletişimin kalitesi, aile ortamındaki duygusal ortam, çocuğun baskı altında yetişmesi gibi her şeyi etrafında bulması, hiç zorluk çekmeden her şeye ulaşması, aile değerlerine uzak yetişmesi, işin yolunu bilmemesi, zevk veren alışkanlıkların bolluğunda disipline olamaması da onun yetişmesini etkiler. Alacağı görevler için yeterince hazır olmasının kaynağı genellikle ailedeki yetişme düzenidir.