İKİ EŞİT TARLANIN VERİMİ FARKLI
İnsan ilişkileri ve iletişim için, köy ortamı ve özellikle tabiattan çok güzel örnekler geliyor aklımıza. Mesela, babalarından kalan tarlayı eşit olarak bölüşen iki kardeşin aldıkları ürün aynı olamayabiliyor. Bir tanesi gününün çoğunu tarlada geçirir, tohumunu seçer, uygun gübre için toprak örneğini ilçeye götürür, çok hassas olan sulama zamanını kaçırmaz, bazen geceden kalkıp tarlaya gider, hasat zamanında da aynı duyarlılığı gösterir; aldığı verim de buna uygun olur.
Diğeri sıradan bir çiftçilik yapar. Normalde o tarla için yapılması gereken işlerin vasatını yerine getirir, kendinden çok ödün vermez; onun alacağı verim de ona göre olur. Köy odasında konuşulurken; birinci kardeş, "Ne yapsaydım daha yüksek verim alınırdı" çerçevesinde konuşur. İkinci kardeş ise verim düşüklüğü için tohumu, yağmuru, hasat aracının düzgün çalışmamasını eleştirir durur.
Dikkat ediniz. Toprak aynı, tarla büyüklüğü aynı. Alınan ürün farklı. Çünkü ürün için harcanan çaba farklı. Çevremizdekilerin elinde olup bizde olmayan bir şey için, öncelikle yeterince çaba gösterip göstermediğimize odaklanmalıyız. Başkalarını eleştirmeden önce kendimize bakalım. Yani denetleyemediğimiz değişkenlere değil, denetleyebildiğimiz değişkenlere odaklanalım.
Arkadaşlığımızı, işimizi, statümüzü, evliliğimizi uzun süreli ve verimli tutmak istiyoruz. İstiyoruz da çoğu zaman bunun gerektirdiği çabayı göstermiyoruz. Yani güzel ve kalıcı sonuçlara ulaşmak istiyoruz ama yeterince çaba göstermiyoruz.
Kendinizi konunun içinde hissetmeniz için örnekleri çoğaltmak istiyorum.
Anne-babalar, öğretmenler, öğrenciler bilir. Genellikle üç tip öğrenci davranışı ile karşılaşıyoruz:
1. İlgisiz Öğrenciler: Genel olarak okula, derslere, ders dışı etkinliklere duyarsızdırlar. Ders başarısı ve uyum bakımından okulun beklediği standardın altında kalırlar. Ya okulu sevmezler ya ilgileri yoktur ya gereken becerileri eksiktir yahut zihinsel kapasiteleri yetersizdir. Bu öğrenciler, okula gidip gelirler ama çoğunlukla olup bitenden habersizdirler. Kendi dünyalarında yaşarlar. Âdeta sürünerek okula giderler. Kendileri hariç her şeyi eleştirirler. Elden geldiğince okuldan uzaklaşmak isterler. Sürekli uyarılmaya, zorlanmaya ihtiyaçları vardır. Akademik başarıları sınırlı olabilir, olmayabilir de. Yeteneklerinin çok azını okul ve dersler için harcarlar. Akılları başka yerlerdedir âdeta.
2. Ortacı Öğrenciler: Klasik öğrenci tipidir. Okulun ve müfredatın gereğini yerine getirirler. Ama bir santim öteye geçemezler. Okul dersleri ve ödevlerini bir iş ve zorunluluk olarak görürler. Teorik olarak öğrencilerin önemli bir çoğunluğu burada yer alır. Ortacıdırlar. Hedefleri öğrenmekten çok sınıf geçmektir.
3. İlgili Öğrenciler: Bu grup azınlıktadır. Kendini belli eder, ataktır, hırslıdır. Okulun, derslerin ve ödevlerin gerektirdiğinin üzerine çıkma gayretindedir. Kendini zorladığı gibi koşulları da zorlar. Standartların üzerine çıkmayı hedefler. Uyarılmaya ihtiyaçları yoktur. İç arzuları gelişmiştir. Başarı güdüleri yüksektir. İşlerine tüm gayreti ile sarılır ve asılırlar.
HANGİ ÖĞRENCİLER BAŞARILI