Enerji, 21. yüzyılda yalnızca kalkınmanın değil, aynı zamanda bağımsızlığın ve jeopolitik gücün de anahtarıdır. Türkiye, artan enerji talebini karşılamak için yıllardır doğalgaz, kömür ve yenilenebilir kaynakları dengelemeye çalışıyor. Ancak dışa bağımlılık hala yüksek. Bu nedenle 25 Eylül 2025 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'la ABD başkanı D.Trump arasında gerçekleşen görüşmede imzalanan Türkiye-ABD Sivil Nükleer Enerji İşbirliği Mutabakat Zaptı, yalnızca enerji ihtiyacını karşılamak açısından değil, teknolojik kapasitemizin arttırılması ve ekonomik kalkınmamıza katkı sağlaması açısından da stratejik önemdedir.
NÜKLEER SANTRALLERİN DEVASA ETKİLERİ
Türkiye'nin elektrik tüketimi yılda yaklaşık 330-340 milyar kilovatsaat seviyesindedir. Mersin'de inşası süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali, tamamlandığında 4.800 megawatt, yani yılda 35-40 milyar kilovatsaat kurulu güce ulaşacak. Bu, Türkiye'nin yıllık elektrik ihtiyacının yaklaşık %10'unu karşılamaya yetecek dev bir kapasite anlamına gelmektedir. Böylece Türkiye Akkuyu üzerinden yıllık 6-7 milyar dolarlık doğalgaz ithalatını da ikame etmiş olacak. ABD ile işbirliği çerçevesinde gündeme gelen Sinop ve Trakya'daki olası iki yeni santral, Akkuyu ölçeğinde projeler olarak düşünülüyor. Eğer bu santraller de hayata geçerse, Türkiye'nin elektrik ihtiyacının toplamda %25'ine yakınını yani dörtte birini nükleer enerjiyle karşılama imkanı doğacak. Bu da bugünkü rakamlarla yılda 15-20 milyar dolarlık doğalgaz ve kömür ithalatına denk gelen bir faturanın ortadan kalkması demektir.
KÜÇÜK MODÜLER REAKTÖRLER: ŞEHİRLERİN YENİ ELEKTRİK SANTRALLERİ
Küçük modüler reaktörler (SMR), 50-300 megawatt aralığında elektrik üretebilir. Bu kapasite, orta ölçekli bir ilin tüm elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güçtedir. Şehirlerin elektrik ihtiyacı bu reaktörlerle karşılandığında, büyük ölçekli nükleer santrallerden elde edilecek enerji doğrudan sanayiye yönlendirilebilir. Bu da Türkiye'nin ihracat gücünü artıracak, üretim maliyetlerini aşağı çekecek ve sanayiye kesintisiz enerji sağlayarak küresel rekabeti kolaylaştıracaktır.
NÜKLEER ENERJİNİN SAVUNMAYA KATKISI
Nükleer enerji teknolojisi, yalnızca elektrik üretmekle sınırlı değildir. Bugün süper güçler, nükleer reaktörleri aynı zamanda