Türk savunma sanayiinin Ukrayna barışına etkisi
Dün ve ondan önceki gün Ukrayna savaşının durdurulması için Rus ve Ukrayna heyetleri İstanbul Dolmabahçe çalışma ofisinde bir araya geldiler. Biraz maceralı olsa da her iki ülke heyetleri dün masaya oturdular. Bir ateşkes kararı çıkmadı ama her iki taraftan biner esirin serbest bırakılması için anlaşma sağlandı. Daha da önemlisi Dolmabahçe'de başlayan barış görüşmeleri sürecinin devam etmesi kararı da alındı. Bu önemli çünkü Ukrayna savaşının durdurulması için doğrudan ve dolaylı taraflar üzerindeki Türkiye'nin baskısı ve etkisi devam ediyor.
TÜRKİYE DÜNYANIN YENİ BARIŞ MERKEZİ DURUMUNA GELDİ
Avrupa'nın ortasında üç yıldan fazladır devam eden Ukrayna savaşının durdurulamaması halinde savaşın büyümesi ve bir Avrupa savaşına evrilmesi riski her geçen gün giderek artmakta. Herkes ucundan kıyısından bu savaşa taraf olduğu için Türkiye'den başka savaşı durdurabilecek bölgede daha güçlü bir aktör yok. Peki Türkiye'nin bu gücü nereden geliyor. İki önemli husus var. Birincisi Türkiye'nin Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan liderliğinde 23 yıldır milli ve muktedir siyasi iradeyle istikrarlı şekilde yönetilmesi. Böylece başta savunma sanayii ve askeri gücümüz olmak üzere milli güç kapasitemiz artmış, cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine ulaşmıştır. Bu sayede Türkiye kendi jeopolitik hinterlandını şekillendirebilme yeteneğine kavuşmuştur. Doğal olarak Türkiye kendi etki ve ilgi sahasında savaş, çatışma ve düzensizlik istemediği için bölgesel krizleri çözmede de etkili olmaktadır. Artık İstanbul adeta dünyanın yeni Cenevresi durumuna gelmiş bulunuyor.
TÜRK SAVUNMA SANAYİİNİN ETKİSİ
Milli savunma sanayii temelinde şekillenen askeri gücümüz artık sadece caydırıcılık değil aynı zamanda önleyici bir etkide üretiyor. Birinci Dünya Savaşı'na nasıl sokulduğumuzu hatırlayalım. Ama durum şimdi öyle mi Artık biz istemediğimiz hiçbir savaşın içinde olmayız ve bizi hiç kimse istemediğimiz bir savaşın içine sokamaz. O zaman biraz ayrıntı vereyim. Montrö'yü uyguladığımız için ABD ve Batılı güçler bizi Ukrayna savaşının içine çekmek için çok uğraştılar. İstanbul Boğazı'nda üç tane mayın bulundu, Odesa açıklarında Türk ticari gemisine ateş açıldı ve siyasi baskılar. Bu karanlık güçlerin istediği şey bizi Rusya ile savaştırmak bu mümkün olmaz ise Karadeniz'i bir ateş gölüne çevirmekti. Ama olmadı. Emperyalist sömürgeci güçlerin sinsi planlarını Türkiye çöpe attı. Çünkü Türkiye'nin bunu yapabilecek gücü var. Bakınız en basit örneği Atmaca güdümlü füzesidir. Bu füze esas itibarıyla savaş gemilerimiz üzerine monteli ve 300 km menzilli hassas güdümlü gemi savar füzesidir. Tamamen milli ve yerli olan atmaca füzesinin isabet oranı ise yüzde 98.8'dir ve Türkiye'nin çok katmanlı hava savunma sistemi Çelik Kubbeye de entegredir. Bitmedi, dahası var. Bu füzenin aynı zamanda kara versiyonlarını da ürettik. Yani şu an Karadeniz kıyısı boyunca birbiri üzerine binmiş ateş sahaları olacak şekilde çok sayıda atmaca füze bataryalarımız konuşlanmış durumda. Hem denizde savaş gemilerimizin üzerinde hem de karada konuşlu bataryalarımız sayesinde Karadeniz'de bizim istemediğimiz hiçbir sinek bile uçamaz. Bunlara bir de diğer silah sistemlerini ekleyin. E böyle bir Türkiye hem kendi sahasına savaşı sokmayacağı gibi yakın civarındaki savaşların durdurulmasında da son derece değerli etkiler ortaya koyar. Böyle de oluyor zaten. Son olarak Türkiye bütün bunlarla birlikte güvenilir bir ülkedir. ABD güçlüdür ama güvenilir bir ülke değildir. Aynı şekilde Avrupa ülkeleri güvenilir değildir. Devam eden Ukrayna savaşı boyunca Türkiye her iki ülke ile de dengeli şekilde ilişkilerini devam ettirmeyi başardı ve yıllardır ilkeli siyasetini yürüttü. Bundan sonraki süreçte de Türkiye, Ukrayna savaşının sonlandırılması ve barışın tesisinde anahtar ülke konumunda olmayı sürdürecektir. Yani barışın adresi Türkiye'dir.