Türk savunma sanayiinin Türkiye projeksiyonu

Geçtiğimiz günlerde Savunma Sanayii Başkanlığınca 2034 yılına kadar üretilmesi öngörülen savunma sistemlerinin planı yayımlandı. Buna göre önümüzdeki 10 yıl içinde Kaan savaş uçağı dahil 500 uçak, Gökbey ve Taarruz Helikopteri dahil 350 helikopter, Anka-3 dahil 600 insansız savaş uçağı üretilmesi planlanıyor. Cumhuriyet tarihinde ilk defa milli savunma sanayii 10 yıllık üretim planı açıkladı. Bugüne kadar hep dışarıdan ne zaman ve ne kadar silah alacağımızı gösteren ve kısa adı OYTEP olan 10 yıllık tedarik planları yapılırken şimdi ilk defa ne kadar silah üreteceğimizi gösteren bir planın yapılmış olması gurur verici. Savunma Sanayii Başkanımız Sayın Haluk Görgün'ü içtenlikle kutluyorum. Bütün savunma sanayii çalışanlarını yürekten tebrik ediyorum. Var olsunlar.

TÜRKİYE DÜNYANIN EN GÜVENLİ ÜLKESİ

Takdir edersiniz ki bu kadar silah ve savunma sistemlerine Türkiye'nin ihtiyacı yok. Demek ki bunların büyük bir bölümü ihraç edilecek. Ayrıca burada belirtilmeyen Altay Tankı, yerli füze sistemleri, taktik insansız hava araçları, mini kamikaze drone'lar, radarlar, gemiler ve daha pek çok savunma ürünleri de var. Bütün bunların sağlayacağı en önemli husus bu kadar kritik ve zor bir coğrafyada bulunan ülkemizin dünyanın en güvenli yeri haline gelmesi olacaktır. Örneğin Kaan savaş uçağının üretilmesiyle birlikte 2028'den itibaren bölge hava üstünlüğü ABD ve İsrail'e rağmen Türkiye'ye geçecek. Türkiye Çelik Kubbe sayesinde deniz sahalarımızı da içine alan çok katmanlı bütünleşik hava savunma sistemiyle bölgede hava savunmada stratejik üstünlük elde edecek. Yakın gelecekte Çelik Kubbesi olmayan ülkelerin işgal tehdidiyle karşı karşıya kalabilecekleri düşünüldüğünde bunun ne kadar değerli olduğu bir kere daha ortaya çıkıyor. Ve bize silah konusunda kimse herhangi bir dayatmada bulunamayacak.

TÜRKİYE SERMAYE ÜSSÜ OLACAK

Para güvenli liman arar. Dünyanın hızla kaotik bir ortama sürüklendiği dönemde doğal olarak sermayenin adresi Türkiye olacak. Zaten bunun işaretlerini görmeye başladık. Trakya dahil Anadolu'nun her şehrinin fabrikalarla donatıldığı bir ortamı düşünün. Bu ülkenin çocuklarının yüksek teknoloji eğitimleri aldıkları, yüksek teknolojiye sahip şirketleri yönettikleri ve çalıştıkları günleri görebiliriz. Bir diğer husus da biz bu ürettiğimiz silahları öncelikle dost ve kardeş ülkelere satacağız, istemediğimiz ülkelere satmayacağız. Bu da Türkiye'yi merkez alırsak ikinci jeopolitik kuşağın oluşacağı anlamına geliyor. Bu sayede Türkiye'nin ikinci kuşak jeopolitik hinterlandı ortaya çıkacak. İstikrarlı, savaş ve çatışmalardan uzak, huzurlu bir alan. Yani giderek dünyanın yeni çekim merkezi demektir. Toplumsal refahın arttığı, çocuklarımızın geleceğe güvenle baktığı bir ortam. Evet bu millet bunu başarabilir ve önümüzde tarihi fırsatlar duruyor. Avrupa ve ABD giderek güç kaybederken Türkiye büyüyor ve oluşan boşlukları doldurabilecek kapasitemiz var.