Türk milli eğitiminde köklü devrim
ABD'de uçak kazası, Gazze'de esir takası, İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı İmamoğlu'nun ifade vermesi ve siyasi polemikleri gibi iç ve dış gündem oldukça yoğun ama bu yoğunluk arasında bazı önemli hususların da gözden kaçmaması gerekir. Bunlardan biri de Türk milli eğitim sisteminde sessiz sedasız gerçekleşmekte olan köklü devrimsel süreçlerdir. Köklü diyorum çünkü milli eğitim sistemimizde yaşanan gelişme ve ilerlemeler geniş kapsamlı olmalarının yanında kalıcı olmaları bakımından da dikkat çekmektedir. İşte bütün bunları sizler için derledim. Geçtiğimiz çarşamba günü Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin ile makamında uzunca bir sohbet niteliğinde röportaj yaptım. Edindiğim bilgileri sizlerle birkaç yazı dizisi halinde paylaşacağım. Sayın Bakan'a sorduğum ilk soru yeni eğitim müfredatının öncekilerden ayırıcı özellikleri nedir Sayın Bakan özetle "Bu müfredat günümüz eğitim ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde, uzun çalışmalar sonucunda ve bilimsel veriler ışığında hazırlandı. Üç önemli ayırt edici özelliği var. Ezber değil beceri odaklı olması, her şeyin değil ihtiyacı olanın öğretilmesi, milli ve manevi değerlerimizin bu eğitim programıyla öğrencilerimize aktarılması" diye belirtti.
MİLLİ EĞİTİMDE YENİLENME DÖNEMİ
Milli eğitim her zaman ve neredeyse bütün çevrelerce eleştiri konusu olmuştur. Trafikte hata yapanın sebebi de eğitimsizliktir, yabancı dil öğrenememek de milli eğitimin kabahatidir. Ancak mevcut milli eğitim sistemimizin tarihsel bir geçmişi olduğunu da unutmayalım. Özellikle büyük Atatürk tarafından milli çizgide oluşturulan Türk milli eğitim sistemi onun vefatından sonra açık veya gizli pek çok saldırıya maruz kalmış, bizden uzak ve bize yabancı bir sistem haline getirilmeye çalışılmıştır. Bu nedenle hem bilimsel anlamda boşluklar oluşmuş hem de bizim aleyhimize bazı Truva atları eğitim sistemi içine gömülmüştür. Bunların örneklerini daha sonraki yazımda vereceğim ama geçmişin getirdiği kötü kalıntıları da aşarak bütüncül bir mantıkla yeni eğitim modeli olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinin temelini oluşturan üç unsuru ifade etmek isterim. Birincisi bilgiyi edinme odaklı yaklaşımdan bilgiyi kullanma odaklı yaklaşıma geçilmiş olmasıdır. Yani ezbercilikten kurtulup bilginin kullanılmasını ve beceri elde edilmesini amaçlayan proje hazırlanması, araştırma yapılması, ödev hazırlanması gibi aktif öğrenme yöntemlerinin hayata geçirilmiş olması çok değerlidir. Evet, iki hafta önce Sayın Bakan'ın Elazığ programına katılmıştım. Daha 4-5 yaşındaki anaokulu öğrencilerimizin yaptıkları projeleri, hazırladıkları araştırma notlarını ve ödevleri görünce değişimi daha iyi anlayabildim. İkincisi ilk ve orta öğretimde uygulanan son derece ağır müfredatın seyrekleştirilmesi ve öğrencilerin temel becerilerini geliştirebilecekleri ortamların sağlanmasıdır. Bizler bilgisayar makinesi üretmiyoruz. Ya da lap top fabrikası kurmuyoruz. Gelecek nesilleri yetiştiriyoruz. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığımızı tebrik ederim. Öğrencilerimizi kifayetsiz bilgi fıçıları haline getirmek yerine seviyelerine göre ihtiyaç duyulan bilgileri edinmelerini sağlamak son derece mantıklıdır. Zaten gelişmiş ülkelerde de bu sistem uygulanıyor. İlk ve orta öğretimi müteakip liseden sonra daha ileri bilgi edinmek ve eğitim almak isteyenler üniversitelerde veya seçecekleri meslek programlarında bu imkanlara sahipler. Aslında bu ikinci yöntemde kayıp yok, tam tersine ciddi kazanımlar var. Üçüncü olarak da milli değerlerimizin eğitim programları içerisine konulmuş olmasıdır. Demin de söylediğim gibi Milli Eğitim makine değil, geleceğimizi emanet edeceğimiz insanları yetiştiriyor. Bizim dediklerimizin bizden olabilmesi için yüce milletimizin binlerce yıllık kadim değerlerinin okul sıralarında öğrencilerimize kazandırılması son derece önemlidir. İşte bunun için Mavi Vatan'dan tutunda Dünya Okçuluk Şampiyonu Mete Gazoz'a kadar gurur duyacağımız her şey var. Özellikle bu süreçte kök değerler dediğimiz; adalet, merhamet, vatandaşlık ve millet bağları, vatan, bayrak, başta Atatürk olmak üzere Türk büyükleri, Türk bilim insanları ve tarihte Türk toplumlarının ortaya koydukları medeniyetler gibi evlatlarımızın ecdatlarıyla gurur duyacakları inanılmaz güzellikte içerikler var.