27 Kasım'da başlayan Suriye devrimi dördüncü haftasında yaşanan gelişmelerle yeni bir aşamaya geçti. Suriye'de eski terör kalıntılarının yapmaya çalıştığı birtakım kalkışmalara karşı meşru güçlerce operasyonlar başlatıldı. Daha önceki yazılarımda süreç içinde Suriye'de bazı tıkanıklıkların olabileceğini, bazı taktik olayların meydana gelebileceğini belirtmiştim. 61 yıllık Esed ailesi liderliğinde ülkeyi yöneten Baas rejiminin artıkları elbette boş durmayacaklar. Kendilerini destekleyen dış mihraklarla işbirliği yaparak Suriye'de yeni kurulan devleti zayıflatmak için her yolu deneyecekler. Ancak filmi biraz geriye saracak olursak son 61 yıl içerisinde Suriye'nin başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir tarafından kaçıp gelen özellikle aşırı sol fraksiyondaki irili ufaklı çok sayıda terör örgütünün yaşam alanı haline getirildiğini de görmekteyiz. Suriye Suriye olmaktan çıkmış adeta terörist bir devlet olmuş. O yüzden yeni Suriye yönetiminin işi zor ama imkansız değil. Bir taraftan eski rejim kalıntıları, diğer taraftan çok sayıda terör örgütleri, hassas ve kırılgan toplumsal yapılar, İran ve Rusya dahil küresel sömürgeci güçlerin yer altı faaliyetleri, içinde PKKPYD'nin bulunduğu SDG terör yapısı...

İçeride bu tür provokatif gelişmeler olurken dışarıdan da adeta emperyalist güçlerin koordineli olarak çalıştığını görmekteyiz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hava sahasının Fransız uçaklarınca taciz edilmesi, Fırat'ın doğusunda taktik ve teknik destek alan PKKPYD'nin Suriye'nin meşru güçlerine karşı saldırılarını sürdürmesi, gerçekleşen devrimle Suriye'de kaybeden dış güçlerin emperyalist mücadeleyi bırakmadıklarını göstermektedir. Bu durum bazı türbülanslarla devam edecek gibi görünüyor. Bizim yakın siyasal tarihimizde hem milli mücadele döneminde hem de Cumhuriyetin ilanından sonra çıkan ayaklanmalar yeni kurulan sistemlerin yerleşik hale gelmelerinde zaman zaman birtakım güçlüklerin olabileceğini bizlere göstermektedir. Suriye'nin güvenliğini riske sokabilecek bütün bu olayların iki amacı olduğu söylenebilir. Birincisi istikrarsız zayıf bir Suriye oluşmasını sağlamak. Böylece dışa bağımlı yönetilebilir güçsüz bir yapı oluşmasını temin etmek. İkincisi de teröristanı Suriye'de teşkil etmek. Bu sayede ikinci İsrail diyebileceğimiz aparatla emperyalist sömürgeci dış güçler tarafından Ortadoğu'nun sürekli olarak ABD ve Batı emperyalizmi egemenliğinde olmasını sağlamak.